28 Ağustos 2025 Perşembe

Türk edebiyatının dini temelleri

 Türk modernleşmesinde zihniyet kalıplarının oluşumu sürecinde önemli kanallardan biri de edebiyattır, yani özellikle Türk edebiyatı. 19. yüzyıla tarihlenen Batılılaşma sürecinin önemli parçası olan edebi metinler modernliğin gerekliliği, temsili ve toplumsal düzenin yeniden inşası için gerekli işlevini üstlenirler. Esasen Türkiye'de modernleşmenin öncelikle zihinsel planda gerçekleşmesi beklenen bir şeydir, çünkü iktisadi modernleşme elitlerin bu yöndeki bütün arzu ve isteğine rağmen epey güç ilerler. Batılılaşma sürecinde din ile kurulan negatif etkileşimin ifade biçimlerine edebi formlarda sık sık rast gelmemiz boşuna değildir. Bu süreçte İslam ile edebiyat arasında mesafenin çoğaldığını görürüz. Ancak 1960'lı yıllardan itibaren modern ifade formları içinde dini hassasiyetlerin şiir, roman, hikâye ve tiyatro gibi edebi türlerde verilmiş metinlerle İslami endişelerin de dile getirildiğini görürüz.

Dini sembollerin ve düşüncelerin modern kurgu dünyasına dahil edildiği bu vetirede İslam'ın yeni/modern olanla kurduğu ilişkilerin biçim ve usullerine ilişkin hususları da Türk edebiyatı bağlamında yeniden düşünmek gerekiyor bir bakıma. Türk edebiyatının macerasında "edebiyat ve din ilişkisi"nin tuttuğu yer, bu macerada söz konusu ilişkinin niçin ve nasıl yer aldığı, modernite ve din kavramlarının gerilimin içinde Türk edebiyatında bu kavramları hangi referansların karşıladığı gibi sorular edebiyat ile din arasında kurulan ontolojik ve epistemolojik ilişkinin geçmişine ve günümüze yansıyan hallerine bu çerçevede ışık tutuyor.

Başlangıç destanlar

Genel Yayın Yönetmenliğini Yunus Badem'in yaptığı Tezkire dergisinin 91. sayısının "Edebiyat ve Din" dosyası, beş araştırma makalesi, bir çeviri, üç eser analizi ve bir söyleşi içeriyor. Editörlüğünü Kadriye Alev'in üstlendiği dosyada yer alan ilk makalede İsmail Güleç, din ve edebiyat ilişkisinin kopmaz bir şekilde insanlığın başlangıcından beri sabitlendiğini belirterek klasik Türk edebiyatının dini temellerini kazı çalışmasına tabi tutuyor. Güleç, Türk edebiyatının dinle ilişkisinin destanlardan başladığı bir izlek göstererek edebiyatın İslam'la zenginleşen biçim ve muhtevasının toplumsal hayata da akarak çok katmanlı bir etkileşim sunduğunu belirtiyor. Güleç verdiği örneklerle hem dinin edebiyatı zenginleştiren taraflarını hem de edebiyatın dini inancı kuvvetlendiren ve yaygınlaştıran taraflarını zikrediyor. Edebiyat ve din ilişkisini ontolojik düzlemde tartışan Şaban Sağlık ise makalesinde her medeniyetin mutlaka bir dinin hayatla irtibatından doğduğunu belirtiyor. Edebiyatın milletin ayırt edici karakterlerinden biri olduğu gerçeğiyle hareket eden Sağlık, dil-kültür-estetik ve medeniyet ilişkisini irdeliyor. Sağlık Türk edebiyatının temsil odaklı estetik anlayışından taklit merkezli estetik anlayışına dönüşümünü hikâye/öykü, nesir/şiir üzerinden çözümlüyor.

Dergide ayrıca Ercan Yılmaz'ın "Ne Natuk u Ne Hamuş: Hüsn ü Aşk'ta Bir Kök Metafor Olarak "Nur-ı Siyeh", Ali Osman Tokalı'nın "12 Mart Romanları Kanonu İçinde İslami Romanların Yeri Niçin Yok?", Esra Fahriye Poyraz'ın "Tanrı'nın Çekip Gittiği Dünyanın Epiği: Roman", Alfian Eka Purnama'nın "Modern Türkiye Bağlamında Orhan Pamuk'un Kar romanında İslam'ın Temsili" başlıklı makaleleri yer alıyor. Bu makalelere Yasin Aktay'ın Hans-Georg Gadamer'den çevirdiği Estetik ve Dini Deneyim adlı makale eşlik ediyor. Dosyqa editörü Kadriye Alev dosya için Edebiyat ve din ilişkisi üzerine Ömer Lekesiz'le de söyleşmiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder