9 Ekim 2021 Cumartesi

Coğrafya sadece kader değildir

 Sık sık 16. yüzyılın Müslüman düşünürleri arasında yer alan ve ilm-i umran'a bir giriş olarak yazdığı şaheseri Mukaddime ile iyi bilinen İbn Haldun'a atfedilen "Coğrafya kaderdir" sözü insan yaşamının değişmez sabiteleri arasında bulunan mekânın özelliklerinin onun tüm faaliyetlerini etkileyen önemli bir unsur olduğunu vurgular. Gerçi coğrafya da bir şekilde mekânın siyasi, kültürel, dini ya da ekonomik çeşitli faktörlerin yardımıyla yapılır, üretilir; ama mekânın kendi düzeninin bu üretimi bir şekilde belirlediğini ileri sürmek de mümkündür. Sözgelimi büyük ölçüde dağlık bir arazi yapısına sahip bir ülkede ekonominin tarımsal faaliyetlere dayandırılması işin doğası gereği imkânsız görünür. Ya da 20. yüzyılın başlarında sıkça telaffuz edilen ve çoğu kez çeşitli ırkçı söylemlere meze de olmuş ünlü tezi hatırlamalı. Bu teze göre orta enlem kuşağında bulunan toplumların enerjilerini de tropikal bölgelerde yaşayan toplumların rehavetini de iklime (yani bulundukları coğrafyanın çevresel etkisine) bağlayabiliriz.

Beşerî hayatın şekillenmesinde yapısal özellikler ve zaman (tarih) kadar mekânın (coğrafya) da etkisinin bulunduğunu kabullenebiliriz elbette, tabii ki beşerî hayatın şekillenmesindeki asli gücü çevresel etkenlere indirgemedikçe.

Bilgi güç mü?

Küreselleşen, hiç olmadığı kadar girift, aşırı nüfuslu, gittikçe daha rekabetçi ve tehlikeli bir hale dönüşen dünyada bilginin güç olduğu düşüncesiyle gezegen ve onun hassas doğal muhitleri, başka insanlar ve kültürler, siyasi düzenler ve ekonomiler, sınırlar, tutumlar ve tutkularla ilgili ne kadar çok şey bilirsek bu dünyada karşılaşılabilecek tehlikelere karşı o kadar hazır olunacağını ileri süren bir kitap Harm De Blij'in "Coğrafya Neden Önemlidir" adıyla Türkçeleştirilmiş kitabı. Bir yerde ABD'li karar vericilerin coğrafya bilgilerinin yetersizliği sebebiyle Vietnam'da, Irak'ta ve Afganistan'da birçok olumsuzluk yaşadığına işaret eden Blij, kitabının baskın mesajını "demokratik bir toplum olarak, kararları sadece Amerika'yı değil, tüm dünyayı etkileyen hükümet temsilcilerini seçen Amerikalıların, zaten küçük ve fonksiyonel olarak daha da küçülen gezegenimizi tanıma sorumluluğunu özellikle vurgulamak" olarak özetliyor.

İngilizce'de ikinci baskısı 2012'de yapılmış olan kitabında Çin'in yükselen gücünden Avrupa Birliği'nin istikrarsız yapısına Kuzey Kore'nin nükleer arzularından Arap Baharı sürecinin devrimci umutlarına, tehlikeli bir düşman olarak Rusya'dan başta açlık ve susuzluk olmak üzere çeşitli felaket tehlikeleriyle yüz yüze kalan Afrika'ya kadar birçok jeo-stratejik meseleyi coğrafyanın mekânsal bakış açısıyla çözümlemeye uğraşıyor. Coğrafyanın "mekânsal" şemsiyesinin altında süreçleri, sistemleri, davranışları ve mekânsal boyut içeren başka birçok olguyu analiz eden bir disiplin olarak niteleyen Blij, fiziki coğrafyanın yanı sıra beşerî bir coğrafyanın da olduğunu hatırlatıyor. Bir disiplin olarak coğrafyanın ve coğrafi bilgilerin neleri içerdiği kadar neden önemli olduğunu da vurgulamaya adanmış bir kitap Harm De Blij'in kitabı. Coğrafi cehaletin giderilmesine ilişkin ciddiye alınması gerekli bir kaygısı bulunan kitaptaki bazı çözümlemelerin ve doğrudan Blij'in Amerikan bakış açısının ise tartışmalı kaldığı gayet açık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder