9 Nisan 2024 Salı

Arap-Acem rekabeti ve Şuubiyye

 Hz. Peygamber'in ölümünün ardından yaşanan ilk yüzyılda epey buhranlı ve ihtilaflarla dolu bir süreç yaşandı. Cemel vakasından Şiiliğin ve Hariciliğin tohumlarının saçıldığı Sıffin savaşına siyasi ayrılıkların yanı sıra, Mürcie'den Mutezile'ye birçok fikrî ihtilafın sökün ettiğine şahit olundu bu yüzyıl boyunca. Müslümanların henüz yeni tanıştıkları dinle kurdukları ilişki ve atalarından tevarüs ettikleri ve etkisini koruyan bağın hem itikadi hem de siyasi anlamda yaşayacakları kararsızlık ve savrulmaların en önemli sebebi olduğu iddia edilebilirdi. İktidarın İslam'la ilk tanışan ve yeni dinin kurucu unsuru olduğu söylenebilecek Arapların elinde bir ganimet pozisyonunda kalması İslam'a sonradan dahil olan gayrı Arap unsurların bu gecikmişliklerinin bedelini çok çeşitli yollarla sürekli ödeme mecburiyetiyle yüzleşmeleri Arap ve gayrı Arap unsurlar arasında bir çatışma ve ihtilafın da oluşmasının asıl sebeplerinden biriydi. İran'ın fethi sonrası özellikle Farsların bazen isyan faaliyetleriyle bazen de kültürel düzeyde yürüttükleri mücadeleyle yaşadıkları maddi mağlubiyetin tazmin etmeye çalıştılar. Bu kendiliğinden Araplar ile Farslar arasında bir mücadelenin şekillenmesini getirdi. Araplar ile Farslar arasındaki bu mücadelenin İslam tarih yazımını da etkilediğini yeri gelmişken belirtmek gerekir. Şii ve Sünni teolojiler açısından hassas tarihi hadiselerin ele alınışında ortaya çıkan farklılıklara biraz da bu açıdan bakmak gerekebilir.

Kitabında İslam tarihinin ilk dönemi sayılabilecek ve Emevi devletinin yıkılmasıyla sonuçlanan tarihi süreci Arap ve gayrı Arap unsurlar arasındaki ilişkiyi anlamak ve bu ilişkinin oluşturduğu problem ve sonuçları gözlemleyebilmek amacını güden Maşallah Nar, aynı sürecin Şuubiyye hareketi olarak isimlendirilen tarihi olgunun oluşum sürecine tekabül ettiğini belirterek Müslüman Araplar ile gayrı Arapların yaşadığı dönüşümü gözlemlemek ve detaylı bir şekilde kavramak bakımından İslam öncesi dönemin başlangıç noktası seçiyor.

CAHİLİYE NEDİR?

Kitabının giriş bölümünde Cahiliye ifadesini kavramsal bakımdan tartışan Nar, Arap kimliğiyle ilişkilendirilen asabiyenin (İbn Halduncu bu kavramı da detaylı bir çözümlemeye tabi tutuyor Nar) kabile ölçeğinde kazandığı işlevsel ve olumlu anlamlara nazaran kabile dışında ortak bir ulusal bilinç üretme yerine parçalayıcı bir faktör olduğu sonucuna ulaşıyor. Bu itibarla Şuubiyye'nin Arapların geçmişten tevarüs ettikleri ulusal bilincine gayrı Arap unsurların reaksiyonu olarak geliştiğine dair yaygın bir şekilde savlanan fikri de eleştiriyor.

Kitabının birinci ve ikinci bölümünde Şuubiyye hareketinin ortaya çıkmasında etkin unsur olan mevalilerin İslam öncesi dönemden Emevi idaresinin sonuna kadar hangi aşamalardan geçtiğini, mevalilerin Emevilere karşı muhalif bir grup olarak ortaya çıkmasının sebeplerini, yani mevali hoşnutsuzluğunun kökenlerini anlamaya çalışan bir analiz geliştiren Nar, özellikle Emevi idaresinin öncesi (dört halife dönemi) ve sonrası (Abbasiler dönemi) arasında, bu grubun toplumsal ve idari durumundaki farklılaşmayı vurguluyor. Mevali hoşnutsuzluğunun temel muharrikinin de ekonomik ilişkiler olduğunu belirten Nar, Haccac bin Yusuf dönemindeki uygulamalar üzerinde ayrıntılı bir şekilde duruyor.

Kitabının üçüncü, bu itibarla son bölümünde ise Nar, Şuubiyye hareketi üzerinde duruyor.

Muhalif bir hareket olarak Şuubiyye'nin nasıl bir karakter arz ettiğini soruşturan üslubuyla Nar, bu hareketin mensuplarının iddia ve dayanaklarını, bu hareketle ilgili tarihçilerin yaptıkları yorumları, hareketin klasik Arap-Acem rekabeti içindeki ifadesi ve anlamını irdeliyor. Bu minvalde Arapların ve Acemlerin İslam öncesi mirasla kurdukları ilişkiyi ve Sasani devlet geleneğinin Arap devlet geleneği üzerindeki etkilerini anlayabilmek maksadıyla Sasani ve Arap toplum karakterleri üzerinde de duruyor.

Maşallah Nar'ın kitabının değeri Şuubiyye hareketini sadece ideolojik bir hareket olarak yorumlamamasında yatıyor. Bu hareketi ekonomik ve sosyo-politik açıdan irdeleyen Nar, mevali meselesini de geniş bir tarihsel süreçte ele alıyor. Böylelikle çok katmanlı bir şekilde Şuubiye hareketini irdeleyen Nar, literatürde yerleşik çoğu basma kalıp yargıyı da eleştirme fırsatı ediniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder