12 Aralık 2021 Pazar

Tin bilimleri hakkında her şey

 Bugün genelde sosyal bilimler olarak adlandırılan disiplinler demetinin adlandırılmasından yöntemlerine, nesne alanlarından ürettikleri bilgilerin anlam ve değerine kadar birçok tartışma Aydınlanma sonrası felsefe ve bilim düşüncelerini doğrudan etkilemiştir. Fiziksel doğaya dayalı bilimler demetinin (başta fizik, mekanik, kimya ve biyoloji olmak üzere doğayı konu edinen bilgi çeşitleri) sanayi devrimiyle birlikte sergiledikleri büyük "başarı" diğer gerçeklik alanlarının da benzeri yöntemlerle soruşturulup soruşturulamayacağı sorusunu, dahası pozitivizme yol açan gelişmeleri getirmişti. Almanya'da ondokuzuncu yüzyılda vuku bulan tarih(selcilik) tartışmasının akabinde başta tarih olmak üzere toplumu, insanı, psikolojiyi doğa bilimlerine özgü yöntemlerle araştırıp araştıramayacağımızdan toplumu konu edinen sosyolojinin, insanı konu edinen antropolojinin, psikolojinin, siyasal özneleri ve kurumları konu edinen disiplinlerin doğa bilimleri tarzında bir bilgiyi üretip üretemeyecekleri ya da doğa bilimlerine "bilim" dediğimiz gibi sosyolojiye, psikolojiye, antropolojiye bilim denip denemeyeceği bu tartışmaların özünü oluşturdu. Tarihselcilik tartışmalarından 1905'te Almanya'da vuku bulan methodenstreit'a (yöntem tartışması) kadarki süreçte genellikle tin bilimleri, beşerî bilimler, insan bilimleri, anlam bilimleri, kültür bilimleri, nomotetik-ideografik bilimler şeklinde farklı isimler altında toparlanan ve sosyoloji, psikoloji, antropoloji, din bilimleri, tarih bilimleri vb. disiplinleri barındıran bir bilgi çeşidinin ayırt edilebileceği sık sık öne sürüldü.

Opus magnum

Dikkat edilirse "sosyal bilimler" deyişi Almanya dışındaki ülkelerde daha yaygınken Almanya'da tin, anlam, insan, nomotetik-ideografik vb. bilimleri deyişi üzerlerinde genel geçer bir anlaşma olmasa da daha yaygındır.

Windelband (ki nomotetik-ideografik bilimler deyişi ona özgüdür) ve Rickert'e nazaran sözkonusu disiplinlere "tin bilimleri" demeyi tercih eden Wilhelm Dilthey'in opus magnumu (şaheseri) sayılır Tarihsel Dünyanın Tin Bilimlerinde Kurulumu. Türkçeye Arslan Topakkaya tarafından çevrilen eserinde Dilthey, 1905'teki methodenstreit'a atıfla "son zamanlarda doğa ve tin bilimleri üzerine özellikle tarih hakkında oldukça ilginç tartışmalar meydana gelmiştir" diyerek tin bilimlerinin özünü ortaya çıkarıp onlarla doğa bilimleri arasındaki sınırı oluşturmaya uğraşıyor.

Tin bilimlerinin özsel konusunu "yaşam, ifade ve anlam bağlamları"nın oluşturduğunu belirten Dilthey, doğa bilimleri ile tin bilimleri arasındaki farklılığı ise doğrudan burada arayarak şunları vurguluyor: "...yaşamın kendisi ve derinliklerinin aydınlatılması hakkında başvuracağımız şey anlama olgusudur... Yaşantı, ifade ve anlam arasındaki ilişki her yerdedir ve kendine ait bir yönteme sahiptir... Tin Bilimleri temelini yaşantı ifade ve anlam arasındaki bu ilişkiden alır... Bu grup bilimlerin kendileriyle icraatta bulunduğu baskın kavramlar doğa bilimlerinde cari kavramlardan farklıdır."

18. yüzyılı tin bilimlerinin yeni çağının başlangıç eşiği sayan Dilthey'e göre Voltaire'den Montesquieu'ya, Hume ve Gibbon'dan Kant'a, Herder'e ve Fichte'ye giden yolda doğa bilimlerinin hemen yanı başında tin bilimleri de yerini alır. Tin bilimlerinin temaşa yeri addettiği Almanya'da 18. yüzyıldan kendi zamanına dek süregelen tartışmaları hermenötik, tarihselcilik vb. hususlara da değinerek özetleyen ve tin bilimlerinin hareket noktasını hayat ve anlama, hayata içkin olan gerçeklik, amaç ve ilişkinin tespiti olarak seçen Dilthey "Tin Bilimlerine Giriş" kitabında dile getirdiği tin bilimlerinin doğa bilimlerinden bağımsız olduğu iddiasını öne sürüyor. Doğa bilimleri ile tin bilimleri arasında var olduğunu varsaydığı karşıtlığı görünür kılmaya çalışan Dilthey, tin bilimlerinin kurulumunun yaşantı ve anlamadan hareketle anlaşılmak zorunda olduğunun da altını çiziyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder