30 Eylül 2022 Cuma

‘Hacı'nın statüsü mercek altında

 Toplumsal sermaye kavramı söz konusu olduğunda din onun önemli kaynaklarından biri olarak görülebilir. Toplumsal sermayenin esaslı göstergelerinden olan itibar, statü vb. durumların dinî referanslarla girdiği etkileşim, ilgi ve irtibatların neticesinde ortaya çıkan bazı söylemlerin geleneksel yapılarla modern yapılar arasında görülen farklılaşmalarla toplumsal sermayenin işlerselliğini farklılaştırdığı da bilinir.

Geleneksel bir toplumda dindarlığın ürettiği itibar mekanizmaları veya modern toplumlardaki statü kalıplarını din sosyolojisi çerçevesinde ele almayı amaçlayan herhangi bir çalışmanın evvel emirde toplumsal yapı ve din alanlarında gelenekselliğin, modernliğin ve yerelliğin yansımalarını değerlendirmesi icap eder.

"Hacı" kategorisinin Türkiye'de toplumsal yapı ve din ilişkisini serimlemede önemli göstergelerden biri olarak dinsel itibar kadrosu içinde yer aldığını belirten Fatma Çakmak, Din, Statü, İtibar başlığını taşıyan çalışmasında hacı statüsünün nasıl bir toplumsal sermaye biçimi kapsamında itibara kaynaklık ettiğini ve bu itibarın hangi algıları somutlaştırdığını çeşitli yerel ve modern unsurların ürettiği şartları göz ardı etmeden ele almaya uğraşıyor. Geleneksel toplumdan modern topluma geçişin oluşturduğu kopma ve sürekliliklerin hacı olmayı seküler bir hayat düzeni bakımından saygınlığın form ve temsilleri arasında farklı konumlandırdığını ifade eden Çakmak, hacılığın gelenekselliğin izlerini taşıyan, aynı zamanda modern olana da işaret eden dinî statülerin melez bir yansımasına dönüştürdüğünü söylüyor. Çalışmasının bağlamını hacı statüsünün toplumsal yapı-din içerisindeki itibarını ortaya koyarak bu itibarın dönüşümü ve statü aşınmalarını incelemek olarak seçen Çakmak, istatistiki veriler yerine, hacı tipolojisini, deneyimsel bir perspektifle çözümlemeyi seçiyor.

Kutsallık arayışı

Giriş ve Sonuç ve Değerlendirme dahil beş bölümden oluşan kitabının ilk bölümünde Hacı ve Kutsallık arayışı olarak İslam'daki hac ve hacılığın hikmet ve menasık olarak niteliklerini irdeleyen ikinci bölümde hacı kategorisi dolayısıyla dinsel itibarın tezahürünü ele alıyor. İslam geleneğinde hacca ve hacılığa atfedilen önem ve itibarın Türkiye'nin toplumsal geleneğinde de onu geçmişten bu yana seçkin bir temsil kategorisine dönüştürdüğüne dikkat çeken Çakmak modernleşmenin getirdiği gündelik hayat pratikleri içerisinde hacı tipolojisinin toplumun geneline hâkim bir otoriteden çok "kanaat önderi" tarzında halk dindarlığının taşıyıcı ve karakteristik bir unsuru olarak bahsedilebileceğini belirtiyor. Hacıyı toplumsal anlamda dini bir otorite veya kültürel bir öge olarak gören zihniyet dünyası ile onu kendi halinde bir kanaat önderi olarak gören zihniyet dünyasının dindarlığın farklı parametreleri tarafından biçimlendiğini vurgulayan Çakmak, böylelikle geleneksel dünyadan modern dünyaya dinî zihniyet üzerindeki değişimin hacı tipolojisi bakımından şekillenişine de ışık düşürüyor.

Türkiye'de mevcut toplumsal ortamda hacılık gibi son derece yaygın bir dinsel statünün ideal manada temsil edilebilmesine ilişkin dini duyarlılığa yeterince alan açılabildiğini söylemek mümkün değil. Sözgelimi Şanlıurfa gibi geleneksel dini bir kültürden beslenen ve şahıs merkezli nüfuz yapılarının (bu yapılar arasında dini kanaat önderliği, etnik ve feodal alışkanlıkların etkili olduğu ağalık sayılabilir) etkili olduğu toplumsal şartlarda hacı olmak geçmişe nazaran daha dar ve hatta öznel bir sıfat olarak kalır. İzmir ve Ankara gibi şehirlerde ise hacının itibarı, kişisel olarak sergilenen ve dini olanın aksine görülen olumsuzluklardan daha çok etkilenir. Deyim yerindeyse dinî anlayışlar hacının nüfuz ve itibarını doğrudan etkiler, kişisel yorumlara açık görülen bir temsil alanı hacılığın etrafında şekillenir. Din sosyolojisi alanında yazdığı doktora tezine dayanan eserinde Çakmak Weber'den Bourdieu'ya Gofman'dan Foucault'ya kadar uzanan bir entelektüel spektrumu hacılık özelinde dini temsil ve tipolojileri anlamak üzere işe koşuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder