9 Mayıs 2014 Cuma

Medyanın dini kullanımı

Politik teoloji konularının tartışılmasında, sürdürülen tartışmaların içerik ve biçiminin belirlenmesinde son 30 yılda büyük gelişme gösteren medya sektörünün kurucu işlevi vardır.

Türkiye’de kamusal alanda yürütülen tartışmaların birçoğunun medya üzerinden geliştiği iyi bilinen bir husus. Kamuoyunun ve kamusal alanın dijital-medyatik temsilleri ülkedeki tartışma konularının görsel temsillerine de kapı aralıyor sürekli.
Son 30 yıldır Türkiye’de sürdürülen kamusal tartışmaların ise iki temel konusu var: Terör ve Kürt sorunu ve din-devlet ilişkilerinin nasıl kurgulanacağı, İslam, İslamcılık ve Alevilik, cemaatler vb. konularda tafsilatlandırılabilecek politik teoloji sorunu. Bu iki sorunun da başka bir açıdan 1980’li yıllarla ülke gündemine giren “kimlik ve aidiyet” sorununun açılımı olduğu söylenebilir.
Politik teoloji konularının tartışılmasında, dahası sürdürülen tartışmaların içerik ve biçiminin belirlenmesinde yine son 30 yılda büyük bir gelişme gösteren medya sektörünün kurucu işlevi de gözardı edilemez.
Bu kamusal tartışmalar bir yandan dini bilginin demokratizasyonu sürecine, toplumun dini bilgilenim kanallarının çoğullaşmasına hizmet ederken başka bir yönden de tartışmaların yürütüldüğü mecralardan kaynaklı bir deformasyon ve çarpıtma sürecine de maruz kalınabilmektedir. Kamusal tartışmalarda taraflar arasındaki karşılaşmalarda tarafların aldıkları pozisyonlardan kaynaklı bu deformasyonun yanısıra ayrıca bizatihi tartışmaların kurucu unsuru olarak öne çıkan ve bu yüzden tartışmalara elverişsiz ortamlar hazırladığı düşünülebilecek medyanın din ile kurduğu ilişkinin boyutları da önem kazanmaya başlamaktadır.
Dinin dijitalleştirilmesi
Medya ve Din, Türkiye’de medya ile dinin ilişkisine değişik yönlerden bakabilen ‘ilk derleme’. Medya ve Din, dinin dijitalleşmesinden dinsel nefret söylemine, dinin karikatüral temsilinden medyanın din bilgisine, televizyonda dinin temsiline, reklam iletişimindeki dinsel kurguya, marka iletişiminde dinsel sembollerin kullanımına dek açılıyor. Oradan din ile moda, din ile sinema, din ile müzik ilişkisine geçiyor. Bir yandan da dini oluşumların medya stratejilerine, mezhep farklılıklarının medya yansımalarına değinmeyi ihmal etmiyor; dahası, din görevlilerinin sosyal medya kullanımını ve Alevi yayıncılığını da konu ediniyor. Medya ve Din’in yelpazesi altındaki başlıklar, medya ile din ilişkisini hem Türkiye tezahürleriyle hem de küresel açılımlarla irdeliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder