28 Nisan 2017 Cuma

ÖMER ÇELİK’İ NASIL TANIDIM?


Sanırım 1989 yılının bahar aylarıydı. 18 yaşım. ODTÜ’de Hazırlık sınıfı öğrenciliğim sürüyordu. Aylık Dergi’nin sahibi ve genel yayın yönetmeni Yaşar Kaplan’ın hapisten salıverildiği haberini duymuştum.
Lise yıllarında okuduğum Birinci Kitap ve İkinci Kitap adlı kitaplarında bir araya getirilmiş öyküleri dolayısıyla tanışmak istediğim Yaşar Kaplan için Aylık Dergi’nin idarehanesine gitmem gerektiğini düşündüm.
Aylık Dergi’den derginin idarehanesinin adresine baktım: İvedik caddesi 170 küsur numara… Ankara’yı yeterince bilmiyordum. Bir haritadan İvedik caddesini buldum önce. Ulus’tan başlıyordu.
Caddenin başlangıcından itibaren yürümeye başladım. Tek tek bütün binaların dış kapı numaralarına bakarak Aylık Dergi idarehanesinin yer aldığı binayı bulmaktı muradım.
Yürüdüm yürüdüm. Epeyce yürüdüm.  
Belki de bir birbuçuk saattir yürüyordum. Meğer Demetevler’e gelmişim, 170’li numaralar buralara tekabül ediyormuş.
Nihayet buldum binayı. İkinci kattı çıktığım. Bürodan içeri girdim. Bir daktilo ve daktilo başında uzun boylu biri. Yaşça benden büyük. “Buyrun, niçin gelmiştiniz?” diye sordu nazikçe. “Yaşar Kaplan için, Yaşar bey burada mı?” diye sordum. “Hayır, Adana’ya gitti.”
Bu cevapla üzüldüğümü hatırlıyorum. “Buyrun, oturun” dedi cevabı veren. Bir buçuk saat yürümüş biri olarak yorulduğumu o zaman hissettim, oturdum.
Tanıştık. Daha doğrusu ismimi sordu, neci olduğumu nereden olduğumu. Söyledim. Ben de sordum aynı soruları gerçi. O da söyledi.
“Ömer Çelik. Gazi İİBF 4. sınıf öğrencisi”
Sahi ya, Aylık Dergi’nin son sayısında Abdülkerim Süruş’un “Kim Savaşım Verebilir?” adlı kitabıyla ilgili bir yazıyı yazan isim bu.
Kısmet olursa, Allah izin verirse, Ömer abiyle ilgili diğer anılarımı da yazacağım. Elbette ileriki günlerde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder