Sanırım 1989 yılının bahar aylarıydı. 18 yaşım. ODTÜ’de
Hazırlık sınıfı öğrenciliğim sürüyordu. Aylık Dergi’nin sahibi ve genel yayın
yönetmeni Yaşar Kaplan’ın hapisten salıverildiği haberini duymuştum.
Lise yıllarında okuduğum Birinci Kitap ve İkinci Kitap adlı
kitaplarında bir araya getirilmiş öyküleri dolayısıyla tanışmak istediğim Yaşar
Kaplan için Aylık Dergi’nin idarehanesine gitmem gerektiğini düşündüm.
Aylık Dergi’den
derginin idarehanesinin adresine baktım: İvedik caddesi 170 küsur numara… Ankara’yı
yeterince bilmiyordum. Bir haritadan İvedik caddesini buldum önce. Ulus’tan
başlıyordu.
Caddenin başlangıcından itibaren yürümeye başladım. Tek tek
bütün binaların dış kapı numaralarına bakarak Aylık Dergi idarehanesinin yer
aldığı binayı bulmaktı muradım.
Yürüdüm yürüdüm. Epeyce yürüdüm.
Yürüdüm yürüdüm. Epeyce yürüdüm.
Belki de bir birbuçuk saattir yürüyordum. Meğer Demetevler’e
gelmişim, 170’li numaralar buralara tekabül ediyormuş.
Nihayet buldum binayı. İkinci kattı çıktığım. Bürodan içeri
girdim. Bir daktilo ve daktilo başında uzun boylu biri. Yaşça benden büyük. “Buyrun,
niçin gelmiştiniz?” diye sordu nazikçe. “Yaşar Kaplan için, Yaşar bey burada
mı?” diye sordum. “Hayır, Adana’ya gitti.”
Bu cevapla üzüldüğümü hatırlıyorum. “Buyrun, oturun” dedi cevabı veren. Bir buçuk saat yürümüş biri olarak yorulduğumu o zaman hissettim, oturdum.
Bu cevapla üzüldüğümü hatırlıyorum. “Buyrun, oturun” dedi cevabı veren. Bir buçuk saat yürümüş biri olarak yorulduğumu o zaman hissettim, oturdum.
Tanıştık. Daha doğrusu ismimi sordu, neci olduğumu nereden
olduğumu. Söyledim. Ben de sordum aynı soruları gerçi. O da söyledi.
“Ömer Çelik. Gazi İİBF 4. sınıf öğrencisi”
Sahi ya, Aylık Dergi’nin son sayısında Abdülkerim Süruş’un “Kim
Savaşım Verebilir?” adlı kitabıyla ilgili bir yazıyı yazan isim bu.
Kısmet olursa, Allah izin verirse, Ömer abiyle ilgili diğer anılarımı da yazacağım. Elbette ileriki günlerde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder