1 Eylül 2021 Çarşamba

Hilmi Ziya Ülken'in düşünsel evreni

 Cumhuriyet dönemi Türk düşünce hayatının en velut ismi kim diye sorulsa verilebilecek cevapların hemen başında gelir Hilmi Ziya Ülken. Felsefe, psikoloji ve sosyoloji disiplinleri başta olmak üzere birbirinden epey farklı birçok alanda kalem oynatan Hilmi Ziya Ülken'in hem Türkçe hem de Fransızca kitaplar yazdığını da biliyoruz. Sadece bilimsel denebilecek alanlarla kalemini sınırlamayan Ülken'in şiir, roman, drama, deneme gibi edebî türlerde eserler verip tercümeler yaptığını, bunların yanı sıra birçok derginin çıkışına da önayak olduğunu vurgulamalı.

Derginin 1918'de ilk çıkarıcısı olması ve Anadolu fikrini programlaştırması hasebiyle Anadolu Mecmuası çevresinde Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşan Anadoluculuk akımının da kurucu ismi sayabileceğimiz Hilmi Ziya Ülken 1901'de doğup 1974'te vefat etmiş bir filozof. Ancak daha 17 yaşındayken, yani 1918'de başlayan yazı hayatını ölene kadar sürdürmüş bir kişi de. 70 kitap, 7 monografi, 9 gazetede ve 90 dergide yayınlanmış makaleler ile bibliyografyasında tam tamına 1344 yayın kaydedilen Ülken'in bu kadar velut ömründe geride yayımlanamadan bıraktığı bazı eserlerinin de olduğu, Prof. Dr. Ali Utku'nun çabalarıyla yayınlanan Hakimiyet, Anadolu Hayali ve Anadolu Köklerini arayış kitaplarının geride kalan eserlerden bazılarını belgelediğini belirtebiliriz.

İçinde bulunduğumuz yılın Hilmi Ziya Ülken'in 120. yılı olması münasebetiyle yılda iki kez yayınlanan ve baş editörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Günay'ın yaptığı hakemli bir felsefe dergisi olan Özne Bahar 2021 tarihini taşıyan 34. sayısını tamamen Hilmi Ziya Ülken'e ayırdı. Editörlüğünü Prof. Dr. Ali Utku'nun yaptığı sayıda Ülken'in düşünce dünyası çeşitli veçheleriyle ele alınıyor.

Ahlak ile başladı

Sayıya yazdığı sunuş yazısında, Ülken'in felsefeye cemiyet meselesi dolayısıyla girdiğini ve uğraştığı felsefi meselelerin başına action ve ahlak meselesini koyduğunu ifade ettiğini vurgulayan Utku, onun düşüncesinin tarihsel koşullara fazlasıyla bağlı olduğunu, buna rağmen Ülken'in pratik felsefeyi öne alarak felsefeye ahlaktan başladığını ve bütün bir beşeri bilimler kadrosuna açık, uzun ve dolambaçlı bir disiplinlerarası yolu kat ettiğini belirtiyor.

Dergide farklı odaklarla sistematik bakışı mümkün kılacak genel başlıklar altında toparlanan makaleler Hilmi Ziya Ülken'in bıraktığı zengin entelektüel mirasın boyutları hakkında epey bilgilendirici nitelikler taşıyor. "Kronoloji, Hatırat, Portre, Aydın Kimliği", "Felsefe Tarihi", "Bilgi ve Bilim Felsefesi", "Varlık Felsefesi", "İnsan Felsefesi", "Ahlak Felsefesi", "Siyaset Felsefesi", "Anadoluculuk", "Sosyoloji", "Edebiyat, Dil ve Tercüme" dergide yer alan genel başlıklardan bazıları.

Muhafazakarlık izi

Dergideki makaleler içinde Hilmi Ziya Ülken'in Nietzsche'sini soruşturan Sadık Erol Er'in, Ülken ile Spinoza'yı felsefi tarihin orta yerlerinde sayan Yakup Kalın'ın, aynı şekilde Hilmi Ziya Ülken'i Spinoza ile Freud arasında değerlendiren Ersun Çıplak'ın, Ülken'in düşüncesinde muhafazakarlığın izlerini ortaya çıkaran Armağan Öztürk'ün makaleleri dikkat çekici. Dergide yer alan diğer makalelerin de en az bunlar kadar değerli olduğunu söylemem icap ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder