1 Eylül 2021 Çarşamba

İnsanı hayvandan ayıran akıl mı ahlak mı?

 Türkçede aklilik ya da makuliyet şeklinde karşıladığımız rasyonalitenin akıl yürütme tarzlarımıza içkin önemlice bir kıstas ya da tercih sebebi olduğu ileri sürülebilir pekâlâ. Çoğu kez zor bazı tercihleri (özellikle menfaat ya da çıkarlarımızla ilişkili olanları) içerdikleri rasyonaliteye göre yaparız. Peki ama rasyonalite dediğimiz şey beşerî fikir ve davranışların tek bir grup kıstas ya da standart yoluyla değerlendirilip yargılanmasına izin veren evrensel (modern zamanlarda 'evrensel' dendiğinde genelde Avrupamerkezci) bir olgu mudur; yoksa kültüre, tarihe dayalı olduğu; rasyonel ve irrasyonel gibi kategorilerin kültürel bir yapı olduğu, toplumlara ve bireylere göre farklılıklar arz ettiği şeklinde ifade bulan görüş mü doğrudur?

Kolay kolay sayabileceğimiz bu iki kutbu (bir yanda 'evrensel bir rasyonalite' varsaymak ile diğer yanda her toplumda ya da kültürde o toplumun ya da kültürün ihtiyaçlarına uygun farklı, ancak 'evrensel' anlamdaki rasyonelliğe zıt bir rasyonalite) rasyonaliteye içkin müphemlik ya da ikirciklilik sayan İngiliz Düşünce Tarihçisi ve felsefeci G. E. R Lloyd Türkçeye 'Rasyonalitenin Farklı Yüzleri' adıyla çevrilen eserinde bu müphemlik ya da ikircikliliğe bir çözüm önerisinde bulunarak birbirimizi ve dünyamızı anlamak için kullandığımız bazı ortak temel varsayımları sorguluyor. Antik ve modern dönemi kıyaslayan Lloyd bununla yetinmiyor, aynı zamanda antik Çin'i de sorgulamasında başvurabileceği tezat bir örnek olarak seçiyor.

Rasyonalite ve kesinlik

Milattan önce 3. yüzyılda yaşamış Çinli filozof Xunzi'nin insanları, hayvanlardan Aristoteles gibi 'akıl sahibi' olmaları itibariyle değil, ahlak sahibi olmaları hasebiyle ayırdığına işaret eden Lloyd, rasyonel olarak adlandırılan şeylerin heterojen yapısını araştırıyor. Antik Çin'deki kavram ve pratikleri antik Grek mirasını değerlendirmede önemlice bir mukayese malzemesi olarak kullanan Lloyd'un her şeye karşın yine de öznel değerlendirmelere dayalı rasyonellikler çokluğu arasındaki eşölçülemezlik durumu olarak niteleyebileceğimiz rölativizme karşı evrenselci tezin daha güçlü kaldığı tespitini yapıyor. Rasyonel kavramından emin olmamız gerektiğini söyleyen Lloyd, yine de bu kavramın kendinden emin hallerinde elimizde kayıp giden çok şeyin de olabileceği, bu kavramın kesinlik iddiasının tehlikeleri konularında da uyarıyor.

İnsanlar olarak her birimizin olağanüstü sayabileceğimiz bilişsel yeteneklerle donatıldığını belirten Lloyd, yine de zaman zaman kavramsal araçlarımızı yeterince bilgelikle kullanma konusunda kuşkuya kapılmamız gerektiğini düşünüyor. "Hoşgörüsüzlüğü hoş görme"deki tezata dikkat çeken Lloyd'un rasyonalitede içerilen rasyonel/irrasyonel unsurları inceleyişi empati yeteneğimiz de güçlendirecek nitelikte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder