8 Haziran 2023 Perşembe

Osmanlı toplumuna bilimi tanıtan kitap

 150-200 yıllık Batılılaşma ve modernleşme çabalarının değişmez konularından biri sayılır metodoloji. Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini havi modernleşme tarihi içinde siyasi hayatta yaşanan büyük değişim ve dönüşüme elbette sosyal ve bilimsel hayatın da eşlik ettiği söylenebilir. Özellikle I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet dönemleri boyunca etkin bir biçimde Batı'da kaleme alınan birçok eserin Türkçeye kazandırıldığını, çeşitli fikir akımlarının, yeni bir aydın tipolojisinin oluşmaya başladığını, felsefe yayınlarının da bu fikir akımlarının ve tipolojinin arasındaki tartışmalara cephane olarak katkı sağladığını belirtmeliyiz.

Bu tartışmalarda geleneklerimizi muhafaza ederek Batılılaşmamızın doğru olacağını ifade eden İzmirli İsmail Hakkı, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerine şahitlik etmesiyle Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki siyasal, sosyal, entelektüel değişim ve dönüşüme şahitlik etmiş, hatta bu şahitlikle yetinmeyip tartışmalar içinde aktif bir rol de üstlenmiştir.

Osmanlı Devleti'nin son döneminden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar olagelmiş felsefe hareketlerini yayınlanan eserler üzerinden günümüze aktaran bir seri olan Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinin 80. kitabı İzmirli İsmail Hakkı'nın Fenn-i Menahic'i. 1911'de yazdığı kitapta İzmirli İsmail Hakkı, Batı'da kullanılan bilimsel metotları Osmanlı toplumuna tanıtmak amacını taşımaktadır. Ama sadece bu konuyla sınırlı kalmamış, farklı zamanlarda yaşamış bilim adamı ve felsefecilerin bilimlerin sınıflandırılması, bilimsel araştırma süreçlerinde zamanla değişen hususlar gibi konulara da kitabında yer vermiştir. Aristo ve orta çağ Batı'sındaki sınıflandırmalara değindiği gibi sözgelimi modern bilimin gelişiminde önemli bir yer tutan Francis Bacon'ın bilim sınıflandırmasına da değinmiş, onun bilimleri hafıza, muhayyile ve akıl yetilerine bağlı üç grupta toparladığını belirterek her bilimin bu üç yetiyi de kullandığı eleştirisini getirmiştir. Muhayyile yetisine bağlı bilimler arasında Bacon'ın şiiri de saymasını eleştiren İzmirli İsmail Hakkı, şiirin bir bilim sayılmasını doğru bulmadığını da zikreder. Andre Marie Ampere'in, August Comte'un, Herbert Spencer'in tasniflerini de aktaran İzmirli İsmail Hakkı Emile Boirac'ın bilimleri Matematik Bilimleri, Fizik Bilimleri, Tabiat Bilimleri, Manevi Bilimler dörtlü taksimatla ele alan yaklaşımını benimser. Bu tercihin gerekçesi ise şudur: Kâinat; ölçü, kuvvet, hayat ve hürriyet olmak üzere dört konuyla temsil edilebilir ve dörtlü taksimat bu temsili en iyi yansıtabilir. Bu dörtlüye "zorunlu, göreceli, tümel ve kesin" sıfatlarını da eklemleyen İzmirli İsmail Hakkı bu sıfatları kullanarak bilimlerin ürettikleri bilgileri kıyasen niteler. O'na göre matematik bilimler kesin ve zorunlu; tabiat bilimleri kesin, tümel ancak zorunlu olmayan; manevi bilimler ise göreceli ve tümel olmayan bilgiler üretir.

Metodu "Bilinmeyen hakikatleri keşfetmek için veya bilinen hakikatleri ispat etmek için takip edilecek kaidelerin veya kullanılacak vasıtaların tümü" olarak tarif eden İzmirli İsmail Hakkı, René Descartes'a dayanarak "metodun asıl temeli akıl yürütmedir" der.

Matematik Bilimleri, Fizik Bilimleri, Tabiat Bilimleri, Manevi Bilimler olarak tasnif edilen bilimlerin her birindeki metodolojileri anlatan İzmirli İsmail Hakkı II. Meşrutiyet döneminde geçerli bilimsel yöntem tasavvurunu bihakkın yansıtır. Kitaba Hüseyin Gazi Topdemir'in ele alınan konunun vüsatini belirlememize imkân tanıyacak bir makale yazdığını da belirtelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder