22 Haziran 2024 Cumartesi

Türkiye'de gündelik hayatın sosyolojisi

 Alışkanlıklarımızın oluşturduğu, bu meyanda kişisel rutinlerimizin bolca bulunduğu alanların başında gelir gündelik hayat. İlk bakışta ya son derece katı ya da tam tersine seyyal görünse de yeme-içme biçimlerimizden eğlenme biçimlerimize, spordan mesaiye, dini-ahlaki hayatımızdan siyasi hayatımıza kadar pek farkına varmadığımız uzun süreçli ve tedrici değişimlerin yaşandığı bir alandır gündelik hayat. Ne hep sabit kalır ne de hızlı ve apansız değişimler gerçekleşir. Böyle hızlı/apansız değişimlerin incelenen gündelik hayatlarda hep bir travmaya yol açtığını görürüz. O yüzden gündelik hayat dediğimizde sıradan, sıradan olduğu kadar da olağanüstü, belki sıradan olmasıyla olağanüstü hayatları konu ediniriz. Sosyolojik teoride gündelik hayatın fail odaklı, anlamacı yaklaşımlarla ele alınmasının temelinde elbette bu tedricilik ve alışkanlık bulunur. Kişisel rutinlerimizin oluşturduğu duygusallığın ve olağanüstülüğün bu sebeple gündelik hayat sosyolojilerinde sanıldığından daha çok rol oynadığını belirtmek gerekir.

Toplumsal örüntülerin tasnifi

Açık Görüş'te de yayınlanan yazılarıyla tanıdığımı din sosyolojisi alanında uzunca bir süre akademisyenlik yapmış, ayrıca edebi eserleri de bulunan Necdet Subaşı'nın edebi-bilimsel üretimini gündelik hayat sosyolojisi bağlamında yeniden ele almayı deneyen Zekeriya Menak, Gündelik Hayat Sosyolojisi başlığını taşıyan kitabında Subaşı'nın edebi üslupla yazdığı eserlerindeki gündelik hayat vurgularına yoğunlaşıyor. Kitabında Subaşı'nın sosyo-edebi anlatı türü eserlerini sosyal etkileşimin davranış örnekleri ve düzenlilikleri çerçevesinde tasnif eden Menak, Subaşı'nın eserlerindeki arkadaşlık-dostluk, aile ve komşuluk ilişkileri, ben ve öteki, kuşak farkı olarak kavramlaştırılabilecek çeşitli toplumsal örüntüleri tasnif ediyor. Kitabında Subaşı'nın ilgili eserlerini gündelik hayat sosyolojisinin teorik imkan ve çeşitliliklerini kullanarak çözümleyen Menak, gündelik hayat sosyolojisinin de sosyolojinin tarihsel gelişimi ve teorik bütünlüğü içinde düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Bu sebeple kitabında sosyolojik teorilerde gündelik hayat sosyolojisinin ele alınma şekillerini tartışan Menak, Necdet Subaşı'nın anılarına ve gözlemlerine dayalı edebi sosyolojik çözümlemelerinin muhtemel teorik çeşitliliğini gösteriyor.

Necdet Subaşı sosyoloji doçenti. Din sosyolojisi uzmanı. Menak onun Türk modernleşmesine dair yaptığı çözümlemeleri, farklı sosyolojik teoriler ve söylemler kullanımında izlediği güzergahları ana hatlarıyla ele alıyor. Onun kendi hayat tecrübesinden süzerek çıkardığı edebi eserlerinde gündelik hayatın refleks alanlarıyla ilgili çözümlemeler yer aldığını vurgulayan Menak, böylelikle bu çözümlemelerin teorik kaynaklarını ve temel çerçevesini soruşturuyor. Subaşı'nın mezkur eserlerinde Osmanlı'dan Cumhuriyetin kuruluşuna, o günden bugüne toplumun geçirdiği değişimleri ve değişim dinamiklerini bir süreklilik çerçevesinde anlamaya çalıştığını belirten Menak, onun gündelik hayata ilişkin anlatı formlarında 'anlam kodları'na yaptığı vurguya dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Subaşı'nın sosyolojik perspektifinin "hayattan kopuk olmayan kitabi bilgilerle, kitaptan bağımsız olmayan yaşam deneyimlerinin kendine özgü bir sentezi"ne dayandığına işaret eden Menak, Subaşı'nın eserlerinden gündelik hayat sosyolojisini ilgilendiren birçok anlatıyı seçerek yorumluyor. Zekeriya Menak, Subaşı'nın sosyo-edebi anlatı formuyla harmanladığı eserlerinin dört başı mamur bir Türkiye okuması olarak anlaşılabileceği sonucuna varıyor: "Subaşı'nın anlatıları, bu topraklarda nefes alan herkese gösterilmesi gereken kıymet ve değerin mahiyetine ilişkin bir örneklik çok sağlam bir örneklik oluşturmaktadır."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder