Aksa İntifadasının akabinde geçtiğimiz yılın 7 Ekim'inde başlayan ve yaklaşık yedi aydır Gazze ve Filistinlilere yönelik devam eden ağır İsrail şiddeti, bölgede 100 yılı aşkın bir süredir var olan İslami direnişin simgevi isimlerini de gündemimize taşımamız gerektiğini gösteriyor. Bölgede işgale karşı direnişin sadece İsrail devletine olmadığını görmek bakımından önemli çünkü bu isimler. İngiltere'nin büyük desteği ve yardımıyla kurulan İsrail'den önce de İngiliz mandası altındaki bölgeye Siyonistlerin taşındığını, Filistinlileri yoksullaştırdıklarını, topraklarını gasp ettiklerini, ağır baskılarla yıldırmaya çalıştıklarını, sömürgeciliğin önemli unsurlarının hep işin içinde olduğunu görmek gerekiyor. Bu açıdan sorunun Osmanlı devletinin sömürgeci güçler eliyle parçalanması sonrası oluştuğunun altını çizmek gerekir.
1883'te Osmanlı devletinin tarih sahnesinden çekilmesine az bir süre kala Suriye'de Lazkiye'ye bağlı Cebele beldesinde doğan İzzeddin el Kassam, yirminci yüzyılın başlarında hem Suriye'de Fransızlar ile hem Filistin'de İngilizler ile mücadele eden, bu açıdan bölgede sömürgeciliğe karşı gelişmiş İslami direnişin en simgevi isimlerinden biridir. 14 yaşına dek Kadiri şeyhi olan babasından eğitim alır, bu yaştan itibaren eğitimini Mısır'daki Ezher Medresesi'nde ikmal eder. (Muhammed Abduh'tan Reşit Rıza'ya, İzzeddin et-Tenuhi ve Züheyr eş-Şaviş'e gibi bir kısmı el Kassam'ın hocası, bir kısmı arkadaşı, bir kısmı da o dönemki efkar-ı umumiyede önemli isimler kitapta yer alıyor.)
Hayfa'da işgal sonrası açılan İstiklal Camisi'nde hatiplik de yapan İzzeddin el Kassam'ın hayat hikayesini yazan Peren Birsaygılı Mut, İzzeddin el Kassam dolayısıyla ele aldığı olay, kişi ve mekanların tarihi geçmiş ve önemlerini de zikretmeyi ihmal etmiyor. Sözgelimi Kudüs'teki Nebi Musa Festivali'nin ortaya çıkış hikayesini aktaran, Ezher Medresesi'nde İzzeddin el Kassam öncesi dönemlerde görevli ulemanın Napolyon ve devamındaki sömürgeci güçlere karşı direnişi, idam edilerek şehit edilmeleri gibi ayrıntılar da kolay okunabilen, ancak etkili bir anlatımla sunan Mut, Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan Kut-ul Amare zaferi ile Medine Müdafaası'nın ayrıntılarına irdeliyor. Bölgede İngilizlerin kurduğu istihbarat ağının başındaki büronun ortaya çıkışına da değinen Mut'un ilgili hemen bütün konuları özetleyen yaklaşımı Kassam'ın hayat hikayesinin önemli bir unsuruna dönüşüyor. Bu minvalde Selahaddin Eyyubi'den İTC liderlerinden Enver Paşa, Teşkilat-ı Mahsusa'nın ilk başkanı Süleyman Askeri'ye Kut-ul amare kahramanı Halil Kut'tan Medine müdafii Fahrettin Paşa'ya, Filistin'de Birinci dünya Savaşı esnasında kurulan Siyonist istihbarat örgütü NİLİ'nin kurucusu Aaron Aaronsohn'a, Kudüs'ün İngilizler tarafından işgal edildiği 11 Aralık 1917'de İngiliz kuvvetlerinin komutanı General Allenby'a kadar birçok isme kitapta yer veriliyor.
İzzeddin el Kassam'ın çocukluk hatıralarından Trablusgarp Savaşı esnasında Osmanlı subaylarının Libya'da örgütlediği direnişe destek vermek için Suriye'de topladığı gönüllülere, Birinci Dünya Savaşı esnasında gönülden bağlı olduğu Osmanlı devletinde Şam'ın güneyindeki el-Kisve Garnizonu'nun imamlığına, Sykes-Picot antlaşması gereği 1919'da Suriye'yi işgal etmiş Fransızlara karşı direnişi başlatmasına, Filistin'e geçerek Siyonistlere ve İngilizlere karşı başlattığı büyük isyana kadar İzzeddin el Kassam'ın biyografisini etkili bir anlatımla okuruna aktaran Mut, onun biyografisini doğru bir şekilde adlandırıyor: Haysiyet hikayesi. Böylelikle ilk Kassam birliklerinin nasıl kurulduğunu da öğrenmiş oluyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder