12 Aralık 2019 Perşembe

Nietzsche hakkında 850 sayfalık ansiklopedik bir kaynak

Yüz yılı aşkın bir süredir çağdaş düşüncenin Fredrich Nietzsche’nin meydan okuyuşuyla boğuştuğunu söyleyebiliriz. Kendi felsefesiyle Batı felsefesi arasına ayırıcı bir sınır koyan Nietzsche, tarihsel hattı kırma ve kendi felsefesi sayesinde yeni bir tarihsel çağ oluşturma fikriyle sadece tekil hakikatin nasıl bilinebileceği sorunuyla değil, aynı zamanda nasıl yaşanabileceği sorunuyla da alakadar olur. Avrupalı nihilizmin özünü teşkil ettiği düşündüğü hayatı olumsuzlayan bütün değerlerin yeniden değerlendirilmesi istemiyle provokatif bir dil benimseyen Nietzsche açısından mutlaklık faraziyesiyle donatılmış hakikat tamamen bir hipotez, bir kurgu ve varsayımdır.
Nietzsche’nin “Platonculuğun ters çevrilmesini” amaçlayan bakış açısı ile “değerlerin yeniden değerlendirilmesi” girişimi arasında içsel bir bağ vardır. Putların Alacakaranlığı kitabında kurgusal, tözcü ve aşkın yapılarla işlediğini düşündüğü Batı metafiziğine karşı benimsediği meydan okumayı sistem felsefesi üretmekten çok çekiçle felsefe yapma olarak gören Nietzsche, bu dünyada, bu yaşamın ötesinde değerleri değerlendirmenin standart ya da temel addedilebilecek bir yolu olmadığını ileri sürer ve ona göre değerlerin değerlendirilmesi de hayata bağlı bir girişime dönüştürülmelidir. Sadece hayatı olumlamaya yaslanan Nietzsche’nin bakış açısından Avrupa nihilizmi Hıristiyan ahlakına inandıkça hayatı mahkûm eder. Nietzsche’ye dayanarak her ahlak görüşünün bir şekilde nihilizmle sonuçlandığını bile söyleyebiliriz. Ardından din bulunmayan, dini bir düşünce ile desteklenmemiş bir ahlak için bile nihilizmden geçme handiyse zorunludur.
Nietzsche’nin konu edindiği meselelerin sadece bir ontoloji meselesi değil, aynı zamanda gücün dini, ahlaki ve siyasal bölüşümü ile de alakalı olduğunu düşünebiliriz. Bu meselelerin önemli bir bölümünün kendi toplumsal, siyasal ve kültürel gerçekliklerimizde de farklı bir biçimde de olsa izlerinin olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin kültürel, felsefi, dini, etik, politik ve estetik sorunlarını yeniden değerlendirme girişiminde Nietzsche’yi bir “işaret fişeği olarak görüp göremeyeceğimiz” sorusu etrafında hazırlanmış yılda iki kez yayınlanan felsefe dergisi Özne’nin Nietzsche Özel Sayısı. Sadık Er ol Er ile Volkan Ay’ın editörlüğünü birlikte üstlendiği özel sayıda popüler kültür tarafından sığlaştırılmış Nietzsche’nin düşüncelerini bu yüzeysel okumaların cenderesinden kurtarıp derinlikli ve kapsamlı bir şekilde ele almak amaçlanıyor.
Çileci ideal
Dergide, Nietzsche’nin “nihilizm”, “güç istenci”, “çileci ideal”, “dekadans” gibi bazı özel kavramlarının nasıl alımlanması gerektiğine dair makalelerin yanı sıra onun düşüncelerinin çağdaş felsefi figürler tarafından yorumlanma biçimlerini değerlendiren makaleler de yer alıyor. Heidegger’in Nietzsche okumalarına özel bir önem atfedilen bu tür makalelerde ayrıca Spinoza, Kant, Schelling, Hegel, Schopenhauer gibi filozoflar ile Nietzsche’nin fikirleri arasındaki bağlar da aydınlatılmaya çalışılıyor. Ayrıca Sigmund Freud, Carl Gustave Jung, Badiou, Deleuze, Derrida, Foucault, Cioran, Irıgaray, Vattimo, Kristeva gibi çağdaş düşünürler üzerindeki Nietzsche gölgesinin etkilerini soruşturan makalelere de dergide yer verilmiş.
Böylelikle Nietzsche hakkında 850 sayfalık ansiklopedik bir kaynak haline gelen derginin mümkün mertebe “Nietzsche’nin vantrilogluğundan” uzak durmaya çaba sarf ettiğini de vurgulayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder