Yakın tarihimizde etrafında birçok efsane bulunan, hayatı çeşitli çarpıtmalarla olduğundan başka gösterilmiş, bütün tanınmışlığına rağmen gerçekliği karanlıkta kalmış birçok isim vardır. Onlar arasında en ilginci ise elbette Kurtlar Vadisi vb. mafyatik dizilerle sık sık gündemimize getirilen Kuşçubaşı Eşref’tir.
Balkan Savaşları’ndan Milli Mücadele’ye dek birçok önemli
vakada ismine bir şekilde rastlamamız istenen bir kişilik Kuşçubaşı eşref.
Özellikle Cemal Kutay’ın aktarımlarıyla bize ulaşan anılarında önemli
manipülasyonlara girişen, başarılı hadiselerden kendine övünç payı devşirirken,
başarısız olduğu ya da kaldığı hadiselerde ise susmayı tercih eden bir kişilik.
Yakın tarihimize damga vuran gayrınizami harp örgütü
Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu ve ilk başkanı olduğu yolundaki aslı astarı
bulunmayan rivayetten, bizatihi Teşkilat’ın gayrınizami harp örgütü olmaktan
çok istihbarat örgütü olarak değerlendirilmesine varan telakkiler uyarınca onun
istihbarat tarihimizin de önemli isimleri arasında sayılması gerektiği
kanaatine kadar birçok yanlış bilgi, duyum ve kanaat Kuşçubaşı Eşref’in hayat
hikayesinin etrafında yankılanıp durur sürekli.
Yakın tarihimize ilişkin popüler tarihçiliklerin genelde
yakın durduğu tarihsel kişilikleri kahraman ya da hain olarak değerlendirmeye
dayalı diyalektiğin hakkında sık sık işletildiği bir kişiliktir ayrıca
Kuşçubaşı Eşref. Onun hakkında bilmediklerimizin bildiklerimiz arasında devede
kulak mesabesinde kalması bir yana, bilmemiz istenen şeylerin çoğunun da bizzat
kendisi tarafından aktarılması Kuşçubaşı Eşref’le ilgili çalışmaların
yüzleşmesi gereken zorlukların en başında geliyor. Merkezinde Teşkilat-ı
Mahsusa’nın yer aldığı hayat hikayesinin önceki ve sonraki evrelerinin tarihsel
gerçeklikle uyuşmayacak kadar çarpıtılmış olduğu Kuçubaşı Eşref’in lakabından
eğitim hayatına, ailece Hicaz’a sürgün edilmelerinden Çakırcalı Mehmet efe ile
çarpışmalarına, Balkan Savaşları’ndan Yemen’de ve Milli Mücadele’de aldığı
görevlere kadar hayatının birçok noktasında birçok hayalin bulunduğu ileri
sürülebiliyor bu yüzden.
Popüler tarih alanında Cemal Kutay’ın, entelektüel ve
akademik hayatta da Philip H. Stoddard’ın yol açtığı Kuşçubaşı Eşref “kült”ünü
onun gerçek hayat hikayesini ortaya çıkarıp psikotarihsel çözümlemesini yaparak
eleştiriyor Polat Safi, Eşref: Kuşçubaşı’nın Alternatif Biyografisi
adlı kitabında. Son derece zahmetli ve birçok zorlukla iç içe bu işi yaparken
kitabında kullandığı dilin son derece akıcı ve rahat okunurluğu gözetici olması
ise kitabın önemlice bir meziyeti.
Çalışmasının ilk bölümünde Kuşçubaşı Eşref’in personasını inşa
etmesini mümkün kılan yazma ve yayımlama faaliyetleriyle ilişkisini tartışan
Safi, ikinci bölümde de Eşref’in kendi hayat hikayesiyle ilgili anlattıklarıyla
gerçekte yaşanan tarihi olayları mukayese ederek Eşref’in kendisine oluşturmaya
çalıştığı persona ile gerçek hayat hikayesi arasındaki uçurumu gözler önüne
seriyor. Kitabının üçüncü bölümünü Eşref’in ego-dokümanlarına dayanarak ondaki
narsisizmin gelişimini, evrelerini ve tezahürlerini ortaya çıkarmaya uğraşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder