4 Aralık 2020 Cuma

Kuşçubaşı Eşref ‘kült'ünün çözümlemesi

 Yakın tarihimizde etrafında birçok efsane bulunan, hayatı çeşitli çarpıtmalarla olduğundan başka gösterilmiş, bütün tanınmışlığına rağmen gerçekliği karanlıkta kalmış birçok isim vardır. Onlar arasında en ilginci ise elbette Kurtlar Vadisi vb. mafyatik dizilerle sık sık gündemimize getirilen Kuşçubaşı Eşref’tir.

Balkan Savaşları’ndan Milli Mücadele’ye dek birçok önemli vakada ismine bir şekilde rastlamamız istenen bir kişilik Kuşçubaşı eşref. Özellikle Cemal Kutay’ın aktarımlarıyla bize ulaşan anılarında önemli manipülasyonlara girişen, başarılı hadiselerden kendine övünç payı devşirirken, başarısız olduğu ya da kaldığı hadiselerde ise susmayı tercih eden bir kişilik.

Yakın tarihimize damga vuran gayrınizami harp örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu ve ilk başkanı olduğu yolundaki aslı astarı bulunmayan rivayetten, bizatihi Teşkilat’ın gayrınizami harp örgütü olmaktan çok istihbarat örgütü olarak değerlendirilmesine varan telakkiler uyarınca onun istihbarat tarihimizin de önemli isimleri arasında sayılması gerektiği kanaatine kadar birçok yanlış bilgi, duyum ve kanaat Kuşçubaşı Eşref’in hayat hikayesinin etrafında yankılanıp durur sürekli.

Yakın tarihimize ilişkin popüler tarihçiliklerin genelde yakın durduğu tarihsel kişilikleri kahraman ya da hain olarak değerlendirmeye dayalı diyalektiğin hakkında sık sık işletildiği bir kişiliktir ayrıca Kuşçubaşı Eşref. Onun hakkında bilmediklerimizin bildiklerimiz arasında devede kulak mesabesinde kalması bir yana, bilmemiz istenen şeylerin çoğunun da bizzat kendisi tarafından aktarılması Kuşçubaşı Eşref’le ilgili çalışmaların yüzleşmesi gereken zorlukların en başında geliyor. Merkezinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın yer aldığı hayat hikayesinin önceki ve sonraki evrelerinin tarihsel gerçeklikle uyuşmayacak kadar çarpıtılmış olduğu Kuçubaşı Eşref’in lakabından eğitim hayatına, ailece Hicaz’a sürgün edilmelerinden Çakırcalı Mehmet efe ile çarpışmalarına, Balkan Savaşları’ndan Yemen’de ve Milli Mücadele’de aldığı görevlere kadar hayatının birçok noktasında birçok hayalin bulunduğu ileri sürülebiliyor bu yüzden.

Popüler tarih alanında Cemal Kutay’ın, entelektüel ve akademik hayatta da Philip H. Stoddard’ın yol açtığı Kuşçubaşı Eşref “kült”ünü onun gerçek hayat hikayesini ortaya çıkarıp psikotarihsel çözümlemesini yaparak eleştiriyor Polat Safi, Eşref: Kuşçubaşı’nın Alternatif Biyografisi adlı kitabında. Son derece zahmetli ve birçok zorlukla iç içe bu işi yaparken kitabında kullandığı dilin son derece akıcı ve rahat okunurluğu gözetici olması ise kitabın önemlice bir meziyeti.

Çalışmasının ilk bölümünde Kuşçubaşı Eşref’in personasını inşa etmesini mümkün kılan yazma ve yayımlama faaliyetleriyle ilişkisini tartışan Safi, ikinci bölümde de Eşref’in kendi hayat hikayesiyle ilgili anlattıklarıyla gerçekte yaşanan tarihi olayları mukayese ederek Eşref’in kendisine oluşturmaya çalıştığı persona ile gerçek hayat hikayesi arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Kitabının üçüncü bölümünü Eşref’in ego-dokümanlarına dayanarak ondaki narsisizmin gelişimini, evrelerini ve tezahürlerini ortaya çıkarmaya uğraşıyor.

Bunu yaparken Polat Safi’nin hedeflediği karşımızda sanki mitolojik bir kahraman varmış gibi resmedilen bir Kuşçubaşı Eşref portresinin yerine, bir hainin portresini geçirmek değil; bu iki tutumun da aksine Polat Safi, Kuşçubaşı Eşref’in bütün zaaflarıyla nasıl da bizim gibi bir insan olduğunu göstermeye çalışıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder