20 Mayıs 2023 Cumartesi

Epistemolojik kopuş

 Rene Descartes ile başladığı kabul edilen modern Fransız felsefesinde hemen her filozofun konumunun Descarets'a göre belirlenebileceğini kaydeder günümüz Fransız düşüncesinin önemli isimlerinden Alain Badiou. Gaston Bachelard'ın konumunun da bundan çok farklı olmadığını söylemek gerekir. Fransız felsefesinde bilgi teorisinden daha çok bilim felsefesini ifade eden epistemolojiye yoğunlaşan düşüncesi içinde Bachelard daha çok ünlü "epistemolojik kopuş" kavramı ile bilinir. Özellikle Althusser'in genç Marx ile olgun Marx arasındaki farklılığı açıklamak üzere başvurduğu kavram G. Canguilhem, M. Foucault vb. düşünürlerin de kavramsal repertuarında önemli bir yer tutar.

Epistemolojik kopuş kavramı ile bilimsel bilgi ve sıradan bilgi arasında varsayılan sürekliliği reddeden Bachelard için bilimsel bilgi, kendisinden önceki her türlü tasavvur ve bilgiden bir kopuşu işaret eder; lakin söylemek gerekir ki bilimsel bilgi ampirizmde ileri sürülen türden bir tabula rasa'yı varsaymaz. Bunun aksine bilim insanlarının kendilerini kuşatan bilgilerden kuşku duymaları, araştırmalarını el altında bulunan hazır cevaplara uygun olarak değil, soruların yönetilmesiyle yürütülmelidir.

Bilim felsefesini özü itibariyle bir bilim pedagojisi yapmak isteyen Bachelard, bilimin ilerlemesinin engelleyen irrasyonel tutumları da kanaatler, rasyonel eleştiriye girmemiş deneyimler, dolaysız gözlemler, baştan çıkarıcı bir rol üstlenen genel bilgiler, bizzat dil, filozofların genellemeye dönük iştihası, muhtelif özellikleri tek bir tözle açıklamayı tercih eden tözcülük, teorileştirmeye engel olan realizm ve ampirizm, cansız nesnelere hayatiyet atfeden animizm ile birlikte bilim insanlarının arzu ve güç istençleri olarak sıralar.

Tartışmacı akıl

Bachelard'ın edebiyat eleştirisinin de bilim pedagojisinin bir parçası olduğunu söylemek gerekir. Şiirsel metinleri çözümlerken özellikle Jung'u ve Fransız psikanalistleri kullanan Bachelard için temelde Descartes'a ve Kant'a atfedilebilecek türden değişmez bir akıl tasavvuru mümkün değildir; o, "tartışmacı akıl", "kendi kendiyle tartışan akıl" ve hatta sürrealist şairlerden etkilenerek geliştirdiği sürrasyonalist, kendisinden bile kurtulan akıl düşünür.

Düşlerin sanat ev edebiyatın gerçekleştirdiğini düşünen Bachelard'a kalırsa "felsefenin tek yapabileceği, şiir ile bilimi birbirini birbirini tamamlar hale getirmek, onları kusursuz karşıtlar olarak birleştirmektir." Aklın ilerlemesinin önündeki epistemolojik engelin irrasyonel olduğun ve bu irrasyonelin söze gelişini de en iyi şiirde gerçekleştiğini düşünen Bachelard, şiirleri analiz ederek irrasyoneli belirginleştirmeye, böylece bilimi de önündeki engellerden kurtarmaya uğraşır. Bilimi muhayyileden uzak tutacak bir araç olarak başvurduğu psikanaliz sayesinde Bachelard, "bilimsel düşüncenin bilinçaltı"ndan bile bahsedebilir.

Hemen hemen bütün kitapları Türkçe'leştirilmiş Bachelard; ateş, su, hava ve toprak olarak işaret edilebilecek anasır-ı erbaa etrafındaki hülya ve düşleri analiz eder. Mumun Alevi ismiyle çevrilmiş kitabında "Tüm imgeler arasında alev imgeleri şiirden bir işaret taşırlar. Alev karşısında hayal kuran herkes gücül bir şairdir." Kitapta Savaş Kılıç'ın Gaston Bachelard'ın entelektüel çabasının vüsatini özetleyen iyi bir metni de yer alıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder