-"Önce şiir sonra kuram. Ve kuramın şiirle haklılaşması,
doğrulanması. Töresi budur bu işin." Cemal Süreya. Adam haklı...
-Adam ne Bodler'i ne de Verlaine'i biliyor:)
-Kuramların şiirle doğrulanması gerektiği konusunda haklı olduğu
gerçeğini değiştirmez:)
-Kardeş dediğimi anlamadın sanırım, kuramsız şiir "güdük"tür:)
Ya da her şiirin zaten bir kuramı vardır:) Dil varsa "dünya görüşü"n
vardır:) Ha, kastettiğin "dilsiz şiir"se bilemem:)
-Cemal Süreya'nın bilmediklerinden bahsettiniz anlaşılan budur:) Şiir
kuramı kapsar, ya da şiirsiz kuram olmaz:)
-Dediğim açık, dünya görüşü taşımayan dil, dünya görüşü taşımayan
konuşma, gerekçesiz şiir olmaz
-Elbette olmaz, benim söylediğim de bunun aksi değil, birbirini doğuran
şeylerdir bunlar.
-"önce" ve "sonra" demiştin sanırım adama
dayanarak:)
- Zamanlamadan bahsetmedim. Kuramın somutluğa ihtiyacı vardır:) Adama
dayanmaya gerek yok:) Saydığın adamları da bilirim, yıllarımız geçti onlarla:)
-Kastettiğim öncelik ve sonralık temporal değil, zihinseldir:) Öncelikli
bunu düzeltelim:) Dil dediğin zaten "nutk"tur:) Yani bir söylemsel örgüye baştan haiz olan
bir yeti:) Kuralsız, teorisiz, soyut değildir:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder