16 Haziran 2017 Cuma

HAYALET ŞEHİR



"Eski şehirler" diye yazıyor İtalyan düşünür Giorgio Agamben, "bir flaneur'un [gezgin] neredeyse dalgınlıkla okuduğu imzaların mekânıdır" Venedik’in “ceset” olarak nitelenmesinden yola çıkarak yazdığı bir yazıda.
Agamben’in yazısını okurken aklıma hemence Yahya Kemal’in İstanbul için “Hayal Şehir”, ünlü İngiliz şair T. S. Eliot’un Londra için “Düşçül Kent” isimlerini taşıyan şiirleri geldi.
Hatta sıkı okurlarımız hatırlayacaktır, ben de bu köşede, kısmen bu iki şiirden yola çıkarak 23 Mart’ta “Konya, hiç kendi kendini hayal etmeyi başardı mı ki?” şeklinde bir soru sormuştum.
Konya’nın eski, üstelik tarihin gördüğü en eski şehirlerden biri olduğunu düşünürsek onda dalgınlıkla okunacak imzaların çokça görüleceğini de düşünebiliriz.
Ama maalesef sadece düşünebiliriz, çünkü birçok önemli imzanın bu şehirden silindiğini de biliyoruz.
Sözgelimi bu şehrin Uluğ Sultan olarak bildiği I. Alaeddin Keykubad’ın şehre attığı en önemli imza olan Konya dış surlarından herhangi bir iz ve emareyi gün ışığında görmenin imkanı yok bu şehirde.
Şehrin muhtelif yerlerinde, yedi-sekiz noktada inşaatlar dolayısıyla açığa çıkan sur kalıntıları var elbette.
Onları da bodrum katlarına hapsetmişiz.
1220’lerin, 1250’lerin Konya’sından tek tük izlere rastlamak mümkün yine de.
Sözgelimi Karatay Medresesi 1251 tarihli.
Ama bu medresenin hemen yanında bulunan Küçük Karatay Medresesini de 1960’ta Ankara Caddesi’nin yapımı bahanesiyle yıkmış dönemin yöneticileri.
Sadece küçücük bir parça kalmış geride.
1933’lerde bölgenin halini fotoğraflardan belirlemek mümkün.
Tarihi eserleri yıkıp yerine park ve bahçeler yapmışız.
Modernleşmeyle birlikteyse o park ve bahçeleri de beton binalarla doldurmuşuz.
Buyurun 1933 tarihli bir fotoğraf, Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu...
Cumhuriyet'in ilk yıllarında yapılan 4 okuldan biri.
Hakimiyet-i Milliye, İsmet Paşa da, Gazi Mustafa Kemal gibi ayakta.
Peki Uluırmak İlkokulu'nun tarihi binası nerede? 2010'larda yıktırıldı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder