17 Haziran 2017 Cumartesi

Yusufağa'nın sırrı!

28 Şubat süreci sırasında içimizi acıtan bir olay yaşanmıştı Yusufağa Kütüphanesi’nde.
2000’de bir kütüphane görevlisinin emeklilik işlemleri dolayısıyla üzerindeki zimmetleri devir teslim işleminde kütüphaneden 103 el yazması, 7 nadir basma kitap ile 62 yazma esere ait cilt kapaklarının çalındığı belirlenmişti.
Hırsızlığın yıllara sari olduğunu söyledik, çünkü yapılan soruşturmalarda cilt kapakları içindeki tarihi el yazmalarının Koyunoğlu Müzesi’nde mikrofilme götürülmeleri esnasında değiştirilerek çalındığı da ortaya çıkarılmıştı.
Geçtiğimiz hafta benim açımdan en önemli konu, antik eşya ve sanat müzayedesi alanında uzman ünlü İngiliz Sotheby’s firmasının 26 Nisan’daki müzayedesinde satışa çıkarılmak istenen Fahreddin Râzî’nin Şerh el-Kanun fi’t-Tıb” adlı eserinin Yusufağa Kütüphanesi’nden çalındığının tespiti ve Hollanda-Utrecth Üniversitesi’nde İslam bilim tarihi ve elyazmaları üzerine çalışan Hüseyin Şen, İngiltere merkezli Muhyiddin Arabi Society’nin kurucusu olduğu Anqa yayıncılığın değerli direktörü dostum Stephen Hirstenstein ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin ortaklaşa çabasıyla müzayedenin durdurulmasıydı.
Bu konuyu, okurlarımız hatırlayacak, 28 Nisan tarihli Konya Postası’nda birinci sayfadan gündeme getirmiştik. Konunun Anadolu Ajansı’nın haberiyle tekrar gündemimize girmesine bu yüzden en çok ben sevindim.
Hüseyin Şen, daha önce de çalınarak yurtdışına kaçırılan 2 kitabın ülkemize dönmesini sağlamıştı. Diğer yandan Hirstenstein da Arabî’nin 9 risaleden oluşan el yazması “Kitabül Bâ“ isimli eserinin 3 risalesini yine Londra’da bir müzayede salonunun katalogları arasında bularak, uzun yazışmalardan sonra Türkiye’ye getirilmesini sağlamıştı. Yine aynı yılın Ekim ayında da İngiliz araştırmacılar, satılmak için getirilen ve Yusuf Ağa Kütüphanesi’nden çalındığı tespit edilen Müeyyed Bin Bermek‘in “Kitabül Heyet” isimli kitabını bularak Konya’daki kütüphane görevlilerine haber vermişlerdi. Dışişleri Bakanlığı ile süren yazışmaların ardından, New Scotland Yard dedektifleri, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’ne bu kitabı teslim etmişti.
Yusufağa Kütüphanesi’nde uzun yıllar elyazmalarıyla hemhal olduğunu bildiğimiz Prof. Dr. Mikail Bayram’la da konuyla ilgili epey konuşmuştuk aslında. Mikail bey, Sadreddin Konevi Camii Kütüphanesi’nde 700 yıl halkın gözetiminde korunan birçok el yazmasının 1926’da Yusufağa Kütüphanesi’ne taşınıp devlet gözetimine girmesinin ardından 70 yıl içinde çalınmasındaki ironiye dikkat çekmişti sözgelimi yazdığı Konevi biyografisinde .
Yine kütüphanedeki hırsızlık dolayısıyla açılan mahkemede bilirkişi olarak bulunan Mikail beye o mahkemenin hakiminin 2001’de söylediği sözler hala zihnimizde: “Ne yapacaksınız bu Arapça kitapları?”
Geçtiğimiz günlerde Mikail hocayla tekrar sohbet imkânı buldum. İlginç bir bilgi verdi Mikail bey. Sultan II. Abdülhamid Mevlana Türbesi’nde bulunan her eşyayı bazı kişilerin üzerine zimmetlemiş, korunmaları için. Kimlere zimmetli olduğuna ilişkin belgenin de en son merhum Yılmaz Önge’de olduğunu kaydetti hoca. Sahi Mevlana Müzesi’ndeki eşyalar kimlere zimmetli? Müzede görev yapan koruma görevlilerine mi? İnşallah onların emeklilik işlemleri esnasında Yusufağa Kütüphanesi’ndeki duruma benzer bir durumla karşılaşmayız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder