16 Mayıs 2018 Çarşamba

Dünyanın fikir ve duygu adamları birleşin!

Cumhuriyet dönemi Türk düşünce hayatının en velut, çok yönlü ve farklı ilgi alanlarına sahip mütefekkir yazarlarından biridir Hilmi Ziya Ülken. 1918’den 1974’e yarım yüzyılı geçkin bir sürede felsefe, psikoloji ve sosyoloji başta olmak üzere çok farklı alanlarda pek çok kitap kaleme aldı ve şiir, roman, drama ve deneme gibi pek çok edebi türde eser yayınladı. Bibliyografyalarda Hilmi Ziya Ülken’e ait 70 kitap, 7 monografi ve 90 dergi ile 9 gazetede yayınlanmış makaleler ile toplam bin 344 yayın zikredilirken, bizzat Hilmiz Ziya Ülken’in isimlerini vererek bahsettiği, ancak yayınlayamadığı eserleri de bulunmaktadır. Hakimiyet, Hilmi Ziya Ülken’in terekesinde uzunca bir süre bekledikten sonra kızı Gülseren Ülken ile değerli felsefeci Ali Utku’nun çabasıyla okuruna ulaştı.
Cemiyet meselesi
Her ne kadar Cemil Meriç tarafından “her okuduğu kitapta yeni bir hüviyet kazanan, seyyal bir şahsiyet” olarak eleştirilse de Kurtuluş Kayalı’nın da işaret ettiği üzere belli bir sistem dahilinde düşünmeye çalışan bir felsefecidir Hilmi Ziya Ülken. Aşk Ahlakı, İnsani Vatanseverlik, Bilgi ve Değer, Varlık ve Oluş’la sergilenen bu sistemli düşünme çabasının siyaset felsefesi alanındaki tamamlayıcı ve taçlandırıcı verimi olarak düşünülebilir Hakimiyet. Ali Utku, temeline Spinozacı görüşün yerleştirildiği bu sistemli düşünme çabasının tüm özgünlüğü, bütünlüğü ve evrensellik arayışına rağmen bugüne kadar ciddi bir biçimde okunup tartışılmadığına kail.
Temelde “cemiyet meselesi”yle başlayan 50 yılı aşkın yoğun bir fikri serüvenin çeşitli uğrak ve dolayımlardan geçerek yine başlangıç noktasına dönüp oluşturduğu sistemi taçlandırma çabası olarak görülebilir Hakimiyet. İlk öncül ve tezleri ilk basımı 1931 yılında gerçekleştirilen Aşk Ahlakı kitabında görülebilecek Hakimiyet’te Hilmi Ziya Ülken, hakimiyet ve tahakküm kavramlarının disiplinlerarası bir incelemesini gerçekleştirir. ‘Hakimiyet’i “insanın iş organizasyonunu kurmasını sağlayan ve yalnız insana vergi olan güç” olarak niteleyen Ülken, ilkel ya da gelişmiş bütün toplumlarda hakimiyetin kültür-tabiat bütünlüğü olduğuna işaret eder. Yani kültür ve tabiat birleşmesi, siyaset felsefesinin temel kavramı olarak hakimiyeti ve dolayısıyla onun kurumlaşmış şekli olan devleti doğurur. Kültür-tabiat bütünlüğünün bozulmuş şekillerinin ise bir tür ‘hakimiyet yetmezliği’ olarak tahakküm formasyonlarına yol açtığını düşünen Hilmi Ziya Ülken kapitalist Amerikanizm ve sosyalist Sovyetler Birliği tahakküm biçimlerine karşı “aşk ahlakının zaruri neticesi olan mertebeler devleti”ni modern cemiyetin gereklerine uygun bir devlet şekli sayar. Mertebeler devletinin “hürriyet-eşitlik dengesi”ni kuracağını savunan Ülken bu devletin “yarınki insanlığın emperyalist tahakkümlere değil, kültürler, milletler bağımsızlığına dayanan bir konfederatif dünya devletine doğru gitmesini sağlayacak” bir “kültür hümanizmi”ne yaslandığını düşünür. Yarının devletin temel parolası bu sebeple “Dünyanın fikir ve duygu adamları birleşin!” şeklinde ifade edilebilir Hilmi Ziya Ülken’e göre.
Soğuk Savaş döneminde yazılmış olmasının bütün kayıt ve işaretlerini bağrında taşıyan, buna karşın kapitalizm ve sosyalizm gibi ekonomik temele dayalı toplumsal modellemelere nazaran tamamen kültürel-ahlaki bir toplum modellemesini öne çıkararak dünyadaki tahakküm sistemlerinin sona erdirilmesine ilişkin umut üretimini artıran bir siyaset felsefesi kitabıdır Ülken’in ilk kez gün yüzüne çıkan bu kitabı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder