27 Haziran 2020 Cumartesi

Yemek yiyip gitmişler!

İlk basılı metnim 1989 yılında Birleşik Dağıtım’ın yeni bir anlayışla çıkardığı Kitap Dergisi’nde yayınlanmıştı, kısa bir okur mektubu olarak.
İlk şiirim ise 1991 yılının Eylül ayında sevgili Murad ağabeyin, Murad Kapkıner’in Varide dergisinde yayınlanmıştı.
İlk oylumlu yazım ise ilk kuşağı içinde yer aldığım tezkire dergisinde şu anda Ankara İlahiyat Fakültesi’nde profesör doktorluk görevini yürüten saygıdeğer akademisyen Ahmet Akbulut’un doktora tezine eleştiri olarak yer aldı. Tarih 1994.
Bu yazıyı yazarken Yasin Aktay hocanın ısrarcı teşviklerinin önemi büyüktü.
İlk gazete yazım aynı yıl Haftalık Beyan’da yayınlandı, liberal aydınların kurduğu YDH dolayısıyla yazmıştım o yazıyı.
İlk söyleşimi gariptir Nihat Genç’le gerçekleştirmiştim, 1995’te Yeni Şafak’ta “Murat Çallı” müstearıyla yayınlandı. Yeni Şafak Kültür ve Sanat Editörü İbrahim Kiras’ın gazetenin o dönemki Ankara temsilcisi sevgili Gökhan Özcan’dan ricası, o ara Ankara’ya iki-üç günlük bir dost-arkadaş ziyareti dolayısıyla gelmiştim, Engürü Kıraathanesi’nde Gökhan Özcan, Nihat Genç ve benim söyleşiyi kararlaştırmamız falan… Belki hafızamı biraz daha kazsam orada konuşulanları bile hatırlarım.
Yine de kendimi bir gazeteci olarak konumlamaktan çok bir ‘şair’ olarak nitelerdim en fazla.
Ve şiiri de hep bir lanet olarak gördüğümü belirtmeliyim.
Oldu arada işte bir şeyler.
2004’ten beri Konya’da gazetecilik yapmaya başladım ve sürüyor.
2004-2017… Az süre değil bu.
Geçtiğimiz günlerde Star gazetesinin haftalık fikir ve tartışma eki Açık Görüş 10. yılını kutladı, 10 yılda 523. sayısı çıkmıştı.
Her hafta bu eke yazdığı yazıyla siyaset, sosyal bilimler, felsefe ve popüler kültür alanlarında yazılmış 3 kitabı tanıtan benim de muhasebem böylelikle kolaylaştı. 10 yılda 520 yazı, 1560 kitap…
Değerli eğitimci-şair Şaban Abak’ın belirttiği üzere bu 520 yazıyı seçip tasnif etsem en az 10 kitap eder. Yine her neyse…
Muhasebeme elbette Konya’daki gazete yazılarım, haberlerim, röportajlarım dahil değil.
Bu hesapça nereden bakarsanız bakın, 13 yılda en az bin beş yüz yazı, bin beş yüz haber eder bu. Kimi çok etkili, kiminin irapta mahalli yok tabii bu haber ve yazıların. Ortalaması ise –rahmetli Demirel’in sözüne atıfla yazayım, kendim için söylüyorsam namerdim- çıtanın daima üzerinde.
Yemek yemek için basın toplantısına katılan ve yemeği yedikten sonra giden gazetecilerin olduğu bir iklimde az şey değil bu yine de.
Allah’a hamdolsun…
12 Ekim 2017, Konya Postası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder