16 Mart 2016 Çarşamba

Felsefi perspektiften yargılama sorunu

Immanuel Kant, yazdığı üç kritikle (Salt Aklın Eleştirisi, Pratik Aklın Eleştirisi, Yargı gücünün Eleştirisi) modern felsefedeki Kopernik devrimini başarmış bir filozof olarak görülür. Modern felsefenin teşekkülünde Kant’ın tuttuğu yere ilişkin sorgulama faaliyeti bir yerde modernliğimizin felsefi temellerini de sorgulamak anlamına gelir bu sebeple. “Eleştiri” ve “yargılama” faaliyetini felsefesinin temeli yapan ilk modern filozoftur Kant.
İlk kez 1979 yılında yayınlanan Postmodern Durum adlı “bilgi raporu”yla son 30-40 yıldaki tüm felsefi tartışmaları etkilemiş, onların yörüngesini çizmiş Jean-François Lyotard’ın gerek Kant’la gerekse diğer çağdaş filozoflarla arasındaki fikri bağlantıların ele alındığı Nasıl Yargılamalı? Lyotard’ın önerdiği bu soru çerçevesinde 10 gün süre ile Fransa’da gerçekleştirilmiş bir felsefe kollokyumunda sunulmuş tebliğlerin bir kısmını içeriyor. Kollokyumdaki konferans ve seminerlerde toplamda 43 metin sunulmasına karşın kitapta sadece altı metnin yer aldığını belirten Lyotard “seçim yapmanın zaten adaletsiz bir durum” olduğunu belirterek seçilen altı metni “bir düşünce momenti” olarak görmemizi diliyor.
Metinler genelde Kant felsefesi ile Lyotard düşüncesinin “yargı(lama)” sorunu etrafındaki geçişmeleri, karşılaşmaları ve değerlendirmelerini içeriyor. Kitapta yer alan her metin hem diğerinden bağımsız okunabilir hem de yazarlarının Lyotard felsefesine bakışını yansıtır.
Jean-Luc Nancy, “nasıl yargılamalı” sorusunu Kant’tan yola çıkarak, Kantçı yasa, ödev, özgürlük kavramlarıyla birlikte düşünerek şöyle cevaplamayı tercih eder sözgelimi: “Zaten-hep-yargılanmaktayım ama henüz asla yargılanmamış durumdayım. Bu ne benim kurtarılmış olduğum anlamına gelir, ne de masum olduğum. Yargıyla karşı karşıya kalma görevine hâlâ hep sahip olduğum anlamına gelir.”
Descombes ise yazısında “doğru olandan adil olana giden çıkarımın imkansız” olduğunu söyleyen Lyotard’ın görüşü doğrultusunda transandantal kavramları analiz eder. Ona göre doğru olandan iyi olana varmak iyi değildir. Bu metinler arasında belki en ilginç olanı Franz Kafka’nın “Yasa Önünde” adlı edebi metnini “Nasıl yargılamalı?” sorusuyla birlikte tartışan Derrida’nın metnidir. Derrida; Kant, Heidegger, Kafka, Freud ve Lyotard’la iç içe düşünür “yasa” sorusunu. Lyotard’ın değerlendirmesi ise “Dili bir iletişim ve karar verme aracı olarak kullanabileceklerini sanan insanlar, yasağın sessizliğine eşlik eden acı duygusuyla, dil tarafından çağrıldıklarını ve bu çağrılma dolayısıyla duydukları ‘harika tadın’ kendi güçlerini artırma istencinden değil de yalnızca başka cümlelere, belki de heterojen cümlelere izin vermekten geldiğini öğrenirler” cümleleriyle kapanır.
STAR-AÇIK GÖRÜŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder