26 Şubat 2016 Cuma

"Başında çamur dahi olsa, onu burada yıka"

Türk siyasi tarihinde en az yönetici sınıflar kadar önemli şahsiyetlerdendir sultan danışmanları ve muallimleri. Bilge Tonyukuk, Danişmend Ali Taylu, Danişmend Burhan, Şeyh Edebali, Molla Gürani, Akşemseddin bu tür şahsiyetlerden ilk akla gelenler.
Mecdüddin İshak da Endülüslü bilge, diplomat, sultanların muallimi olarak temayüz eder 12. yüzyıl sonu ile 13. yüzyıl başlarında. Kardeşiyle birlikte Anadolu'ya geliş tarihini bilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle 1170'lerde Endülüs'te artan Frank saldırıları neticesi İslam dünyasının daha güvenli bölgelerine, Kuzey Afrika, Eyyubi ve Selçuklu topraklarına yaşanan göç dalgasıyla birlikte Malatya'ya gelip yerleşmiş. II. Kılıçarslan'ın Malatya'yı Danişmendlilerden alması sonrası Selçuklu devleti hizmetine girdiğini düşünebiliriz. Belki babası Endülüs'teki karışıklıklar dolayısıyla Anadolu'ya gelmiş, 2 kardeş de babalarından sonra bu topraklarda yaşamışlardır, bu konuda bilgimiz yeterli değil. Ama oğlu Sadreddin Konevi'nin "emmim" dediği kardeşinin künyesinin İsmail bin Muhammed bin Yusuf bin Ali Endulusi oluşundan yola çıkarak Endülüs'lü oluşlarına dair verilen hüküm kesin. Zaten Konya'da iç kaleye yakın bir mahallede bulunan Mağrıbi hankahı da bu konuda şüphe bırakmıyor.
Kılıçarslan'ın en küçük oğlu I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in lalası ve danışmanı. Keyhüsrev'in ağabeyi Rüknettin'e kaybettiği taht kavgası sonrası onunla birlikte Konya'dan ayrılmak zorunda kalacak kadar ona yakın. Keyhüsrev, dayılarının yanına, Bizans'a doğru giderken, o önce Selahaddin Eyyubi'nin oğlu Maliküz-Zahir'in meliki olduğu Halep'e, daha sonra Şam'a yerleşir. Keyhüsrev, 1204'te Konya'ya dönüp tekrar tahta oturunca ilk yaptığı iş hocasına bir çağrı mektubu yazmak olmuş. Yazımızın başlığına taşıdığımız ifade bu mektuptan. Keyhüsrev, her ne olursa olsun, hocasının acilen Konya'ya talep etmiş. "Ülke bizim artık, seninle ben yöneteceğiz" ibareleri bile mevcut mektupta. O kadar güvenilir. Oğullarına güvenmeyip, eski usul meliklik yetkileriyle donatılmış halde şehirlere yönetici tayin etmek yerine, onları Tokat ve Malatya'ya sadece vali yetkileriyle gönderen Keyhüsrev hocasına ihtiramı asla elden bırakmamış. Sadreddin Konevi'nin annesi Gevher Sultan, Keyhüsrev'in Şam'dan dönen Mecdüddin İshak'a hediye ettiği bir cariye.
Mecdüddin İshak, fütüvvet teşkilatının ve Ahiliğin Anadolu topraklarına gelişinin vesilesi. 1205'te diplomat olarak gittiği Bağdat'tan yanında Endülüs İşbilye şehrinden arkadaşı Muhyiddin Arabi, Fütüvvet teşkilatının kurucusu Şeyh Şihabüddin Ömer es-Suhreverdi, Evhadüddin Kirmani, daha birçok alim ve fazıl kişiyle birlikte döner Konya'ya. Muhtemeldir ki epey kitap da getirmiştir Bağdat'tan. Şed kuşandırır Keyhüsrev'e, fütüvvet teşkilatına sokar. Şeyhu'ş-şuyuh'ur-Rum unvanını taşır. Yani fütüvvet teşkilatının Anadolu sorumlusudur ölümüne dek.
1211'de girdiği bir savaşta şehit düşen Keyhüsrev'in tahtına Malatya meliki I. İzzeddin Keykavus'un geçmesinde en önemli rol onun eğitiminin sorumluluğunu üstlenmiş Mecdüddin'e ait. Kardeşi Alaeddin Keykubat'la giriştiği taht kavgasını kazanan Keykavus, kardeşinden ilelebet kurtulmak ister; ancak buna izin vermez Mecdüddin. Onun kendi gözetiminde Malatya'daki Minşar kalesine hapsiyle yetinmesini öğütler Keykavus'a. Mecdüddin'in ileri görüşlülüğünü buradan kavramak mümkün.
1205'ten ölümüne dek Selçukluların kültür politikalarının mimarı. Cemalüddin el- Vasıti, Muhyiddin Arabi, Evhadüddin Kirmani, Ebul Hasan Ali el-İskenderani, Ebu Cafer Muhammed el-Berzai, Şihabüddin Ömer es-Suhreverdi, Ahi Evren kısaltmasıyla bildiğimiz Nasireddin Mahmud el-Hoyi ve daha birçok ünlü fikir adamı, alim ve tasavvuf büyüğünün Anadolu'ya geliş gerekçesidir. Sadece onların değil, bugün Anadolu kütüphanelerinde bulunan birçok müellif nüshasının da Anadolu'ya gelmesine vesile olmuştur. İbnül Esir kardeşlerin eserlerinin müellif nüshaları bunun delilidir.
I. İzzeddin Keykavus ile Muhyiddin Arabi arasında dostluğun gelişmesini sağlayan da Mecdüddin İshak'tır. İbn Arabi ile dostluktan öte kardeşliği oğlu Sadreddin Konevi'yi ona emanet etmesinden de anlaşılabilir. Konevi, 13 yaşında kaybettiği babası Mecdüddin İshak'ın inançlarına sadakatini sürdürmüş ve Anadolu'da çiçeklenen müthiş metafizik düşünce geleneğinde kurucu bir rolü olmuştur.
Onun Abbasi hilafeti ile Anadolu Selçuklu devleti arasında imzalanmasına önayak olduğu siyasi-kültürel-ekonomik anlaşmalarla huzur ve sükunun sayesinde I. İzzeddin Keykavus ile I. Alaeddin Keykubad dönemlerinde huzurun sağlandığı Anadolu'da ticaret artmış, zenaat gelişmiş ve bizzat ismini saydığımız bu sultanların da müntesibi bulunduğu fütüvvet teşkilatı ve ahilik esnafın mümeyyiz vasfı haline dönüşmüştür.

Müstakil Gazete

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder