25 Ağustos 2018 Cumartesi

‘Cenneti aramaktan vazgeçemeyiz’

Pakistan’da doğmuş, ama İngiltere’de büyümüş bir Müslüman entelektüel Ziyaüddin Serdar. Gelecek politikaları ve planlamaları üstüne yayınlanan Futures dergisinin yayın danışmanı ve yılda dört kez yayınlanan, İslam üzerine yeni düşünce yazılarını derleyen Critical Muslim (Eleştirel Müslüman) dergisinin de yayın yönetmeni. Nature, New Scientist, London Weekend, Channel 4 gibi yayın organlarında bilim gazetecisi olarak çalışan, New Statesman’da köşe yazarlığı görevinde bulunmuş Ziyaüddin Serdar’ı Türk efkar-ı umumiyesi 1980’li yıllardan beri Türkçe’de yayınlanan İslam Medeniyetinin Geleceği, Batı Irkçılığının Kaynakları gibi kitapları ve merhum İsmail Raci el-Faruki’nin Bilginin İslamileştirilmesi kitabındaki görüşlerine yönelik geliştirdiği eleştirel görüşlerle tanıdı.
Faruki’nin teklif ettiği Bilginin İslamileştirilmesi projesinin epistemolojik bakımdan bilginin (dolayısıyla Batılı bilginin) evrensel olarak kabulü varsayımını içerdiğini, oysa bunun tamamen yanlış bir varsayım olduğunu düşünen Serdar’ın İslami biliminin, en önemli temsilcisi Seyyid Hüseyin Nasr olan İslam medeniyetinin özsel bilim anlayışı ile İsmail Raci el Faruki’nin Batılı bilimden tercüme bilimi arasında bir karşı-bilim olarak görülmesi gerektiği şeklinde dile getirilen çeşitli görüşler de o dönemlerde yazıldı.
Entelektüel bir yolculuk kitabı Cenneti Arayan Adam. Mısır’daki Müslüman Kardeşler’den, Pakistan ve Hindistan’daki Cemaat-i İslami ve Tebliğ gruplarına, İran’daki devrimden Malezya deneyimlerine, Serdar’ın 1980’li yıllarda çıkardığı ünlü Inqury dergisinden merhum Kelim Sıddıki’nin kuruculuğunu yapıp yönettiği İngiltere’deki Muslim Institute’e Serdar, öğrencilik yıllarında başlayan arayışının çeşitli aşamalarına bizi tanık kılıyor. Bu arayış sürecine ilişkin eleştirel değerlendirmelerinde Serdar’ın kuşkuculuğu dikkat çekiyor. Bu kuşkuculuğuna rağmen Serdar, dini-entelektüel deneyimlerinde Müslümanca bir duyarlılığın edindiği tecrübelere nasıl yaklaşması gerektiğini de örnekliyor.
Ziyaüddin Serdar, deyim yerindeyse kitabında kendi entelektüel macerasının eleştirel bir muhasebesine girişiyor. Çeşitli İslami anlayışların, grupların, aşamaların her birine gerçekleştirdiği yolculukların kendisine kazandırdıklarını ve kaybettirdiklerini, bu yolculuklar boyunca neleri nasıl gördüğünü anlatan Serdar “Seyahatlerim beni kaçınılmaz bir sonuca götürdü: İslam’ın cenneti bir varış yeri değil, bir seyahat tarzıdır. Yaşamı durduramadığımız gibi, cenneti aramaktan da vazgeçemeyiz. Bu arayış sürekli bir oluş sürecidir. Keşfettiğim bütün başarısız cennetler, yanlış yönlendirilmiş bir varış inancına dayanıyor” diye yazarak hem kendi arayış serüveninin sonuçlarını özetliyor hem de bu arayış sürecinin gerektirdiği peşin hükümlülükten uzak duruşun imkanlarını gösteriyor. Kitapta 1980’li yıllardan bugüne sadece Müslümanların değil, hemen bütün dünyanın gündeminde yer alan birçok konuya da yeri geldikçe değiniliyor. Sözgelimi Serdar, Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri adlı lanetli romanındaki rüya sahnelerinin her birinin merhum Martin Lings’in kaleme aldığı Hz. Peygamber’in Hayatı adlı biyografi kitabındaki pasajlardan oluştuğunu belirtiyor bir yerde. Başka bir yerde ise postmodernizmin de en az modernizmler kadar sekülerliğin kutsalları sözkonusu olunca görececi olmaktan çıktığını belirtmeyi ihmal etmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder