31 Ağustos 2018 Cuma

Dolu dolu bir yaz nasıl yaşanır?


Okullar tatil oldu, öğrenciler bütün bir okul döneminde sergiledikleri performansı ölçen karnelerini aldılar, başarı seviyelerini anne ve babalarıyla birlikte gördüler ve artık yaz tatilinin boşluğuna dalmaya başlayabilirler.

Seçenekler de vakit kadar bol
Birçok öğrenci bu boşluğu ailesinin, okulunun ya da yakın çevresinin düzenlediği çeşitli aktivitelerle dolduracaktır: Ya ailenin çıkıp geldiği topraklara sıla-i rahim ziyaretinde bulunacak, böylelikle memleket ahvalini daha yakından tanıma fırsatı edinecek; ya da yine ailenin medar-ı maişet derdiyle kopup geldiği topraklara olan özlemini dindirme girişiminde onlarla birlikte aynı sızının kendisine değen yanlarını keşfedecektir.
Bazı öğrenciler okul sonrası düzenlenen çeşitli kurslarla okulda edindiği bilgileri takviye etmeye gayret edecek, büyük bir çoğunluk ise yazları açılmaya başlayan dini kurslarda hem Kur'an-ı Kerim okumayı hem de dini bilgilerini geliştirmeyi hedefleyecektir.
Gurbette okuyan öğrenciler -ki genelde üniversiteli ya da liselidirler- için ise tatiller aileleriyle hasret gidermenin belki de en önemli vesilesidir. Ailelerine, çocukluk arkadaşlarına kavuşan bu gençlerin ne sevinçlerine ne de yapmayı tahayyül ettiklerine bir sınır çizmek ise elbette mümkün değildir.
En zorlusu tatilde bile çalışmak!
Bir de elbette yaz tatillerinin boşluğunu seyyar satıcılık, tezgahtarlık, garsonluk, amelelik vb. bazı gelip geçici işlerde çalışarak geçirmek zorunda olanlar vardır. En zorlusu da bu olsa gerektir: Kışları okul okumak, yazları ise okul için harçlık kazanmak gayesiyle çalışmak zorunda olmak! Yazı özgürlük olarak kavramayacaktır elbette bu gençler.
Bütün bir yaz boşluğunu ne memleket ziyareti, ne takviye kurslara katılma, ne ailesiyle birlikte vakit geçirme ne de çalışma mecburiyetiyle geçirmeyecek olanlar da vardır elbette. Bunların büyük bir çoğunluğunun bütün bir yazı ailelerinden gizli saklı bilgisayar ve internet oyunlarıyla geçireceklerini ya da arkadaşlarıyla birlikte düzenleyecekleri bazı aktivitelerle dolduracaklarını varsaymak mümkün.

Rutin dışına çıkmayı öğrenin!
Bütün bu ihtimaller ve varsayımlar arasında yine de yaz tatilinin öğrenciler için belli bir rutinin dışına çıkma özgürlüğünü sağladığını vurgulamalıyız. Bu rutin dışılık, haftanın beş günü okula gitme, diğer zamanları da ders çalışma ve ödev hazırlama ile geçirme zorunluluğundan kurtuluşu getiriyor elbette. Gelişim çağlarında kendilerine ayıracakları vakitleri artıran bu rutin dışılığı nasıl değerlendirecekleri konusunda onlara yardımcı olacak ebeveynleri ya da başka rehberleri de olacaktır muhakkak öğrencilerin. Fakat bir insan için en iyi rehberin hemen her zaman en yakın arkadaşları olduğunu da unutmamalı. Arkadaşlıklarını çoğaltan, zenginleştiren gençler elbette bu tatillerden en fazla kârı da elde etmiş olacaklardır. Bu kârın gerçek bir kazanım olması ise kurulacak arkadaşlıkların doğruluk ve sağlamlık ölçütlerine bağlı kalacaktır. Arkadaşlık etmek kadar, hangi amaçla arkadaşlık edildiğinin de önemi böylelikle daha iyi kavranacaktır.
Çocukluğun, öğrenciliğin, gençliğin mutena zamanlarıdır yaz ve elbette onun tatili, boşluğu. Onlara bu tatili nasıl geçirmeleri gerektiğini anlatan, öğütleyen büyüklerin göz ardı etmemeleri gereken şey, sadece kendi geçmiş zamanları, geçmiş tecrübeleri, geçmiş düşünceleri değildir bu sebeple.

Gelin tanış olalım!
Gençlerin yaz tatillerini farklı meslek gruplarından insanlarla tanışıklıklarını geliştirmek için bir fırsat addetmeleri de mümkün ve hatta gerekli. Sanayici olarak tanıştıkları ağabeylerin onların atölyelerinde ya da fabrikalarında ham maddenin nasıl şekil aldığını görecekler çünkü ya da bir terzi tanıdıkları olursa onun ısmarladığı çayın yanında, el maharetiyle kesilen kumaşın nasıl insan bedenine en uygun şekilde dikildiğini...
Mimar ya da mühendis tanıdıkları sayesinde masalar üzerine serilen aydıngerlerin birer binaya dönüşeceğine şahit olacaklar. Müşteriye kitap satmaktan çok insan yetiştirme gayreti olan kitabevi sahipleriyle tanışmanın lezzetini tadacaklar. Yahut tanıdıkları kişi bir avukatsa,  gerçekten yaşanmış birçok insan dramını dinleyecek, birçok tecrübeyi bizzat yaşamaya gerek kalmadan öğrenecekler.
Başları sıkıştığında uğrayabilecek mekanlar ve dostlar da edinmeliler elbette. Her biri ayrı bir bilgedir dostların, yeter ki yaşadıklarını paylaşacak yakınlık kurulabilsin her biriyle. Yazarlardan, aydınlardan, gazetecilerden daha çok hayat tecrübeleri vardır birçok insanın ve inanın onlar birçok yazardan, hocaefendiden, entelektüelden daha çok hayata tutunmayı sağlayan, kibirden uzak en içten addedilebilecek öğütleri verir!
Yaz, sadece öğrencilerin, sadece gençlerin değil; boş vakte sahip hemen her insanın gönlünde taşıdığı hazineyi zenginleştirmenin yolunu sunar; o yolu görebilene tabii!
(Çeto, 4)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder