8 Ağustos 2018 Çarşamba

Türk modernleşmesi ve pozitivizm

Türk modernleşme tarihine egemen olmuş en temel fikri yaklaşımların başında gelir pozitivizm. Batı medeniyetini kavrama çabalarına katkı veren entelektüellere hakim bu anlayış çerçevesinde ilk Türk pozitivisti olarak kabul edilen Beşir Fuad’ın ardılı sayabileceğimiz Ahmet Şuayb özellikle Tevfik Fikret’in yönetiminde çıkan Servet-i Fünun dergisindeki eleştiri yazılarıyla neredeyse Türkiye’deki pozitivist anlayışın gelişiminde bir kilit taşı rolü üstlenir.
Ahmet Şuayb’ın devrin anlayışına uygun olarak önce Servet-i Fünun’da yayınlanıp sonradan Hayat ve Kitablar başlığıyla kitaplaştırdığı yazıları Avrupa pozitivizmini yakından tanımaya çalışan bir düşünürün birinci el kaynaklardan yararlanarak ortaya çıkan bir ürünüdür. Kitabında Hippolyte Taine, Gabriel Monod, Ernest Lavisse ve Büyük Frederic, Gustave Flaubert, Niebuhr, Ranke ve Mommsen gibi düşünür, edebiyatçı ve tarihçilere ilişkin yazılarını bir araya getiren Şuayb, tefekkür adına hiç rahatsızlık duymayan, gelecek için endişe taşımayan insanların bu tavırrlarıyla ne Taine’i, ne Mommsen’i ne de Flaubert’i kavrayabileceğini düşünmediğini bilhassa belirtir.
Felsefe, edebiyat ve tarih alanında emek sarfetmemiş kişilerin bu eserini kavramalarına imkan olmadığını vurgulayan Şuayb, Avrupa’da meydana gelen değişim ve gelişmelerin başka milletler tarafından yakından takip edilmesine rağmen aydınlarımızın hala çok büyük bir kısmının bu değişikliklerden haberdar olmadığından yakınarak edebiyat, tarih, sosyoloji, hukuk, iktisat vb. disiplinlerde sözünü ettiği düşünürleri irdeler ve Batı’daki sosyal bilimlerin gelişmesine uygun bir çizginin bizde de gelişmesinin yollarını soruşturur.
Yedi önemli Aydınlanmacı
Kitabında Batı Aydınlanması’nın yedi önemli ismini anlatan Ahmed Şuayb zaman zaman bu düşünür ve edebiyatçılar hakkındaki öznel yargılarını da serdedebilmektedir. Kitabında 18 ve 19. yüzyıl Batı dünyasındaki pozitivist anlayışın en temel ilkelerini, bu ilkeleri oluşturan isimleri anlatan Şuayb’ın böylelikle Batılılaşma sürecine girmiş topluma da bir nevi rehberlik görevi yaptığı savunulabilir.
Hilmi Ziya Ülken’e göre Türkiye’de pozitivist düşüncenin temellendirilmesi noktasında çok önemli bir yeri olan Şuayb’ın Hayat ve Kitablar adlı eserinin bilhassa “Flaubert dolayısıyla romanda realizm ve idealizm etrafında yaptığı tartışma” önemli işlerden biridir. II. Meşrutiyet döneminin önemli dergilerinden Genç Kalemler dergisinde Şuayb’ın kitabı intihal olmakla eleştirilirken Murtaza Korlaelçi de Ahmed Şuayb’ı pozitivizmi derli toplu anlatan ilk yazarımız sayar. Korlaelçi’ye göre, ilk pozitivist Beşir Fuad, pozitivizm ile materyalizm arasındaki farkları belirtirken, Ahmed Şuayb da pozitivizmi felsefi, edebi ve tarihsel boyutlarıyla toplumumuza tanıtmıştır.
Pozitivizmin modern Türk düşüncesinin temellerinin atıldığı bir dönemde nereye kadar bu düşünceye etki ettiğini görmek, II. Meşrutiyet’ten bu yana temel tartışma konularımızın nasıl şekillenip ele alındığını değerlendirmek bakımından Şuayb’ın kitabı önemini elbette koruyor. Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinin 56. kitabı olarak yeniden yayınlanan Hayat ve Kitablar, çağdaş Türk düşüncesinin kendine has sorunlarını tartışmak bakımından da iyi bir başlangıç noktasını oluşturuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder