13 Ocak 2014 Pazartesi

Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası

Yaklaşık 20-25 günlük bir aradan sonra yeniden başlıyorum günlük yazılara.
Heyecanlıyım elbette, günlük yazıyı yazmak üzere klavye başına oturduğum her zamanki heyecanları aşan türden bir heyecan üstelik bu.
Sakın yanlış anlaşılmasın: Endişe içeren bir heyecan değil bu, hayranlık ve hayretle de ilgisi yok.
Oysa biz insanoğlunun adım atışında bile hayret etmemiz gereken bir yan vardır, hayranlık duymamızı gerektiren şu cümle yaradılış âlemi.
Kâinatın övüncü, yaradılışın kıvancı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) bu dünyayı teşriflerinin yıldönümünde kaleme alınıyor şu aciz satırlar da.
Sadece tüm İslam âleminin değil, bütün bir yaradılış âleminin sevincidir bu gün.
“Âlemlere rahmet olan” Zat-ı Kiram’ın mevlid-i şerifleri hepimize rahmet, güven, sevgi ve silm bağışlar inşallah.
Her ne kadar kararlı görünürlerse görünsünler ürkek bir tarafı var yazdığım bu cümlelerin öte yandan.
Kelimelerin kendilerinde olan ürkeklik, onların bir araya gelerek oluşturdukları cümlelerde yerini emniyete ve itimada terk etmiyorsa, ortada yanlış giden bir şeyler var demektir.
Bu yanlışlığı üstleniyorum, her neyse o yanlışlığın adı tamamen bu cümleleri dile getirene ait diyorum, yani bu cümleleri kayda geçiren kişiye, bana…
Konya’yı yazmak, Konya’da yazılmak anlamına da geliyor çünkü.
Konya’da oluşumuzun kıymetini iyi bilmeliyiz.
Çünkü sakin sessiz ama dürüst bir şehir Konya, buna hep kâniydim, yine kâni oldum.
Kendi içselliğini yaşamayı bilen, başkalarına haksızlık etmeyen bir şehir.
Ahlaklı bir şehir bu yüzden.
Hem de tam da bir takım ahlak filozoflarının bahsettiğini de aşan türden bir etik şehir: Etiği "ilk felsefe" olarak yaşayan bir şehir.
Olmaktan başka türlü bir şehir.
Ne ngiliz şair T. S. Eliot'ın Londra’yı hayal ederken sarf ettiği "düşçül kent", ne de diplomat-şair Yahya Kemal'in "hayal şehir"i. 
Konya bütünüyle gerçek ve bütünüyle "olmaktan başka türlü", lakin bunun kendisi farkında değil...
Ve bir de Konya bozkırın "öksüz" çocuğu değildir.
Tanpınar, ne kadar güzel anlatmış olursa olsun, yer yer kendi kırtıpilliğinden de yamamış Konya'ya…
“Taş ile toprağ arasında” varoluşumuzun ekseni Konya, dile gelişimizin, dilde yazılışımızın sebebi Konya.
Bu köşede hep Konya’yı göreceksiniz o yüzden.
Hep Konya’yı yazacak ve inşallah hep Konya’yla yazılacağız.

Bizi silmeye çalışan silgilere inat olsun diye belki, Yunus Emre’nin deyişiyle “Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder