6 Ocak 2014 Pazartesi

NEO-EPİK ÜSTÜNE TARİHSEL BİR NOT

Neo-epik şiir 1990’ların ikinci yarısında Türk şiirinde ortaya çıkan ve yazılan şiir üzerinde derin etkiler bırakan bir edebi hareket. Bu hareket içinde Atlılar dergisinin önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Kendi şiirim açısından da benzeri bir dönemleştirme yapmam mümkün. Atlılar’da yayınlanan ilk şiirim “The Question for amnesia” kâmil anlamda neo-epik bir şiir olmasa da şiirin dayandığı ilkelerin müşterekliği bakımından bu harekete yakın durduğum açık.
1991’de başlamış şiir yazma serüvenimde 1996’da yaşanan kriz, şiire bakışımı kökten yenilememe sebebiyet verdi. Lirizm ve imgeci anlayışlardan uzaklaşmaya, birikimlilik esasına dayalı yeni bir tarzda şiir yazmaya yönelmemi sağladı. Işık Heykelleri bunun bir ilk örneğidir. Bu şiirler serisinde amacım dilin tüm imkânlarını yoklamaktı. Envanterizm, tekrarlı yapılar, doğrudan söyleyiş gibi hususlar, siyasi-güncel bağlamları yok saymama bu şiirlerin temel karakteristiği olarak görünüyor.
Hakan Arslanbenzer, Hakan Şarkdemir, Murat Menteş, Osman Özbahçe, Hayriye Ünal, Ali K. Metin gibi şairler neo-epik şiir saçağının altında değerlendirilebilir. Benim şiirimin de bu şairlerle akrabalık içinde, Ünal’ın çoksesli şiiri ile Arslanbenzer’in neo-epik tasavvurlarından kısmen farklılaşarak ‘ironik realizm’ olarak nitelediğim bir minvalde olduğunu vurgulayayım.

İsmet Özel’in modern Türk şiiri hakkında önerdiği ethos-pathos karşıtlığı içinde ethos yakasında kalan şairlerle akraba bir akımdır neo-epik şiirler. Bu bakımdan Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Nazım Hikmet, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve İsmet Özel ata isimler sayılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder