8 Kasım 2013 Cuma

DOĞDUĞUM EV YIKILDIĞINDA YAZDIĞIM ŞİİR

I.
Ben herkesin yarısıyım
Herkeste benden bir parça
Ben sizden ben hepinizden
Ben sizden kızım oğlum sizden
Etinizden kemiğinizden bir parça
Elinizden emeğinizden

Ütüsüz ceketiniz yırtık kotunuzla
Caddede kalabalık öğle akşam
Dalgalarınız dalgalı saçlarınızla
Gülüşünüz yok mu bakın o hepimizden
İçimiz bir dışımız bir demeniz yok mu
"Seni seviyorum seni gerçekten"
Demek yok mu "seni gerçekten"

Herkes bir parça üzgün bir parça kırık oysa
Şimdi bu şiir bitmeyecek
Gece bitmeyecek hiçbir sır ulaşmayacak sabaha
Sır yok aramızda çünkü asır yok yakınız yakınırız sabaha
Ve boş lakırdımız ırmaktan dağdan ve denizden
Gök çok sakin rüzgar yok sakin uyku ve esneme yok
Kent yok sanki kent dersek ne kadar uzakta
Sap sakin buğday başakları yok sakin
Merisler mandallar sakin toroslar sanki aşağıda
Harita kadastro mühendisleri yok tacirler tahtlar
Hem teşrin-i evvel tem teşrin-i sani
Tapucular tap tap kapı çalan komşular yok
Bu küçük bağ evleri yok yüzyıllar yok
Yüzyılların sekineti bir parça
Çökmüş bir hecin devesi öteki
Çöl gelmeli  bu imgeden önceyi yele vermeli
Kerem de yok aslı da- burada dur ve seyret
Şu iki genci öpüşen şu iki dikeni şu şu şu
Şuh de şuh şuh oh oha

Yürüdüğümüz bu sokaklar mı
Yazdığımız bu şiirler mi yeteneğimizden
Bu trafik sıkışır mı hiç kalbimiz sıkışır mı
Kanımız akar pıhtılaşır pıhtılaşır mı
Bu bakkal sıvazlar sakal
Bu manav el siler havlular
Bir köpek hep havlar avluda topal topal
Kandır akar oysa kan akar akar
Gül açsa ne değişir kurusa kavak
Radyoda hüzzam bir şarkı
İçimizden söyleyin içinizden kim
Salacak suyunu çevirip geçmişin
Âtinin arkına akacak kimin irini

Bir de kahrolsun işte merak
Arka koltukta kaç kişiyiz hacı muratlarda
Hem artık kaç sığmayan
Bu çarha
             bu çarşılara
                           bu sigara yanığı çarşaflara
Bu saz yastıklara kırlent kenarlarına bu
Sahte simlere susamsız sahte simitlere
Doğum günlerine ölüm günlerine
Bayramlara kandillere inanan kaç
Köşelerde melul kaç bakraç
Evlere odalara sığmayan kaç
Dolaplara raflara kaç fincan
Kaç çay kaç su bardağı kaç kâse kaç vazo
Kaç gülücük kaç kahkaha kaç zırıltı kaç giz
Kaç göz kaldı kaç nazar değdi üstümüze
Kaç kaç kaç artık kaç hengâme
Kaç ihtilal gördük kaç ölü gömdük birlikte
Kaç sevgili kaç dost kaç artık uza uzaklaş
Akla aklaş şakaklarımda ey şakirt öfke
Ey sürtük öfke ey sarıl savrul gövdeme

II.
Gece olduysa oldu ne fark eder yani
Yataklara yatarız öperiz yanakları yastıkları
Yalnızlık öpülür mü öpülür hep yalnızlıktan
Sabah olduysa oldu ne fark eder yeni
Beden uyanır zihin uyanır- yıka yüzünü yıka
Bizden bir parça uyanır- yıka yüzünü yıka
Hayat kocaman bir parça- yıka yüzünü yıka
Kahvaltı hazır hadi kahvaltıya- yıka yüzünü yıka
Bir kuru soğan bir ekmek bir uyumak uyanmak bir parça
Kargaların gagaladığı karla kaplı bahçeden
Sokağa çıkarım bir şemsiye bir de kendimi açıp
Alıp kendimi sokağa kaldırım taşlarına buzlu saçaklara
Alık alık bakışlarla kışlarla alıp alıç kökleriyle
Hallaçlarla ata ata bir su içimi sokağa çıkarım
Ama hiç çıkmaz sokak bana sokak üzülmez sokak darılmaz
Bir kedi gibi sokulmaz sokak sarılmaz sabaha yahut akşama

Ben baktıkça çünkü saçaklara ve hayata
Baktıkça her şeyden bir iz bir işaret
Belli ki herşey paslanmış bir tüfek-
Ohooooooooooo gelenek dersiniz- bu bizim işimiz!
Gelenek gelecek geçmiş gelecek- bu bizim işimiz!
Hepimiz dünden bugünden- bir parça bu bizim işimiz!
Ateş eder iz biter işiniz!

Yarın olsa yarından da yoksa hiç yoktan da
Vardan da bir parça varlığımızda yoksa
Bizim işimiz bir parça eklemek bir ima
Bir iz bir işaret bir fişek hatta tahta bir tabanca:
"Sen bana bir adım at ben sana koşayım
Sen bana bir kurşun ver onlara iki kurşun sıkayım!"
Sen dur sen dur ben kurşun yakayım
Bakayım yaralarıma yıllar nasıl bir kargıdır
Yorgunluk başka yorgun bir tan niye başkadır

Bakayım her bakışıma bir kumru konsun
Son kez bahçemizde açan yabani güle değil
Gül değil yaradır çünkü yaradır sürekli kanar
Elbette kanar dokunma dur anne dur!
Anne bakışların inan kocaman bir kumrudur!

Behey "bitti beyler mürveti"
Behey "binmişler birer atı"
Behey "yediği yoksul eti"
Behey "içtiği kan olmuştur"

III
Baktıkça ince narin kalın belli kalın dudaklı duta
Genişleyen gövdesiyle işte meşe işte örtme dam
Değil toprak yağız yağlı kabarık saçlı toprak dam
Değil demir kapı teneke oluk çinko dam
Maltız susacak ben baktıkça
Baktıkça baktıkça baktıkça
Anne evimiz baktıkça yıkılacak!

Yıka yüzünü ve otur yüzün duru dursun
Ekmeği böl haram yok bir damla içtiğin suda
Bir zerre helal değil bir parça zeytini çiğne yavaşça
Yudumla çayı farkına vararak yorgunluğun yavaşça
Bir parça soğanın de ki rızk verene şükürler olsun

Sen böyle bir parça büyük kocaman bir parça
Bu ev büyük kocaman bir taş bir temel bir parça
Başka bir ev yok yanımızda başka bir ey başka bir omuz
Muhtaç bir omuz her zaman başka bir omza

Niçin bir omuz bir omuza muhtaç olsun
Bir anne bir oğula bir kız bir babaya
Babam yok kardeşim yok anla yok
Anne yok bizde haram bir dil işin aslı yok
Günümüz gecemiz dünümüz geleceğimiz
Etimiz kemiğimiz erimiz ereğimiz
Eridiğimiz erdiğimiz nedir
Aslıma asarıma değen yad nazar değil
Helal değil helal olsa değmez değil
(Ne konya ne adana
Ne ankara ne eskişehir
Ne ağrı ne edirnedir)
Beklenmez değil heves humma has hastalık
Benim yum gözlerimi yum kirpiklerimi kaşlarımı
Alnımı ıslak bezlerle yokla alnım yok bak yokla
Alnımı alnıma al varsa aklımı arkadaşlarımı
Balkonlara çık balkonlar binalar hep dışarıda
Apartman boşlukları kulaklar kuklalar kukuleta
Sokakların gözleri dilleri gösteri günleri
Onların günleri ya expresso ya çikolata!

Anne dur yıka yüzünü yüzün duru dursun ve otur
Otur konuşalım yüzüm olsun konuşmaya
Oturalım evlerde ve avlularda
Klânımız öfke kalanımız mağrur
Gülün tenimizde açtığı yara
Nasılsa
           nasılsa
                     nasılsa
                               bir gün nasılsa kurur!
IV.
Yüzümü yıkadım. Sabahmış. Annem ve saat söyledi bunu böyle.
Yüzümü yıkadım. Kuru ekmekmiş. Çiğneyip öğrendim çürük dişimle.
Yüzümü yıkadım. Aşkmış sokaklarda gezen. Elini tuttum, sanırım biraz divane.
Yüzümü yıkadım. Şiirdi. Benim bir parça emeğimle emekleyip yürüdü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder