5 Kasım 2013 Salı

ENTROPİ

Kentin ortasında,
O büyük sabahın başladığını hissedersen
Ya durmadan güle itiraz et
Ya çıkar esvaplarını düpedüz soyun

I
Oturup oğlumla söyleşir dertleşirim
Oturup kızımla söyleşir dertleşirim
Eğer olsaydı bir oğlum
Bir kızım olsaydı ya da

Yağmur yağar
Ben şemsiye taşımam
Olsaydı bir oğlum
Bir kızım olsaydı ya da

Ve benimle söyleşenlerin dilinden
Oğlumun dilinden kızımın dilinden
Dökülürse bir gün kelimeler ve kader
Yağmur yağar sağolsun tanrı ve melekler
Ben yine de -bakın, ne kadar üzgünüm-
Şemsiye taşımam

Alnımda o gün bir dağ
Yanımda o gün bir dağ
Sırtımda o gün bir dağ
Ellerimde gözümde dilimde
Kelimelerimde kaderimde o gün bir dağ
Yağmur yağar yağsın
Israr etmeyin
Şemsiye
O meçhul kelime
O evde kalsın

II.
Bir cümle buldum sonunda bir ünlem
Benimle evlenir misin sonunda bir ünlem
Aniden kanayan bir yara niçin kapanmaz hiç
Aniden ağaran bir gök mutluluk getirmez neden
Bir cümle buldum kelimesiz ve kadersiz
Bir cümle saç tellerinden ince ve kızıl
Bir cümle gülüşünden daha özgür
Aniden herşeyin sonunda biten bir ünlem

Benim için biraz farklı bir ünlem
Benim için de dersin diyebilirsin
Benim için ŞÜPHESİZ EVET
Şu üstümüzde mavi görünen gök
Şu altımızda yağız duran toprak
İkisi arasında aniden de artık ne diyeceksen
BENİMLE LÜTFEN BENİMLE EVLEN

Gece bir melektir gündüz bir melek
Yağmurla inen yağmurla inerek
Yağmurla çekilirim o gün
Tenime terime terlen gömleğime
Düğmesi kopuk
Düğmesi hiç dikilmemiş gömleğime
Sinen o gün kaderimdir korkum durur
Omuz silkerek ürkek durur

ANSIZIN BENİMLE O GÜN

İğneler iplikler
Avizeler aplikler
Avaz avaza o gün
Ayaklarım yalan söylemez
Dudaklarım yalan söylemez
Alnım yalan söylemez o gün
Şiir bile haddini bilir şüphesiz evet
Seçer bir bir kelimelerini kaderini o gün
Her şey o gün açık
Her şey o gün şüphesiz göze görünür

BENİMLE LÜTFEN BENİMLE EVLEN

III.
Hepimiz üzgünüz
Bu demek ki hepimiz için bir şiir yazılacak
Bu hepimize üzgün isimler sıfatlar fiiller
Edatlar bağlaçlar demek ki dertli şiirler
Söyleşen şiirler yazılacak

BENİMLE LÜTFEN BENİMLE EVLEN

Bölük pörçük üzgün
Demek yazılacak üstümüze üzgün
Ne kadar üzgün geçiyor günler
Bu günler caddelerde sokaklarda
Savaşlarda barışlarda
Törenlerde
Uzun boylu ve sıska törenlerde
Yağmur yağar şemsiye taşımam törenlerde
Bayrak taşırım flama fular taşırım fanilama dek ıslanır

BENİMLE LÜTFEN O GÜN ŞÜPHESİZ BENİMLE EVET
DE DERSİN DİYEBİLİRSİN DEMEN ŞÜPHESİZ DEMEN KADER

Oturup söyleşiriz başka ne olsun
Demek üzgün demek hepimiz başka ne olsun
Oğullarımız bir kızlarımız bir olur olsun
Canlarımız bir mallarımız bir olur olsun
Oturup söyleşiriz başka ne olsun
Oğlumuz olsun kızımız olsun

IV.
Hep konuştuk konuştuk
O kahrolası sözler
Hepsinin sonunda bir ünlem
Yaktı da dilimizi dudağımızı
Bir bardak çay içemedik ağız tadıyla
(Gül likörü mü kalsın
Çünkü mü'miniz
İçemeyiz değil içmeyiz)

Hem üzgünüz aramayın telefonlarımız kapalı
Bize günahları bize sevapları bize mutluluk ve azapları
Biz şehirliyiz unutun bize kırları
Bize havalar hepten kapalı
Bize iyiler kötüler bize savaşlar zaferler
Bize toprağın altından üstünden
Bize el sallayan
Bize işmar eden göz kırpan ÇİÇEK ISMARLAYAN
Kız Lear kız liar kız değil mi bu kız hergiz her ayar

BEHEY BU KAHROLASI SÖZLER!

Oysa bize ne çay bahçelerinden pancar tarlalarından
Bize büyük borçlarından büyük tacirlerin
Bize açılmış yaralardan
Bize kurumaz bizden akan kan
Bize köy çerçilerinin bize sığır simsarlarının
Bize köçeklerin koçakların kaçakların
Bize zanilerin bize hırsızların bize katillerin
Bize gidenlerin gelenlerin
Bize dutlardan selvilerden söğütlerden
Bize ne çeklerden senetlerden
Bize iri bir kuşku ipiri bir zan
Bize mühlet veren bize aman
Bize ırmakların bize gürültülü bize sessiz vakitlerin
Bize inançların sahte bize şahitliklerin yalan
Bize gülen gözlerin bize buruşan yüzlerin
Bize oturup söyleşen dertleşen
Bize bir melek sağımızdan
Bize bir melek solumuzdan
Bize karanlık bir gece önümüzden
Bize bulutsuz bir gün ardımızdan

BİZE EZEL EBED DÜN-Ü GÜN
EGERÇİN HER İŞ KEMTER OLUSAR
GÖZÜN GÖRÜRKEN YARAĞUN EYLEYUGÖR
ÇÜN SERTESER BÜYÜK HESAP O GÜN

V.
EY KULMAŞ KARINCALAR

İnanmıyorum!
Öfkem inanmıyor size!
Kelimelerim ve kaderim inanmıyor!

Daha kaç çocuk kaç anne
Kaç umut kaç korku
(Kaç televizyon buzdolabı kaç çamaşır makinası
Oturma takımları kalkma yatma aldatma)
Kaç sokak kaç kent kaç taksitle alışveriş daha
Kaç tansık kaç kartvizit ŞU APLİK KAÇ YENİ LİRA?
Kaç ölmek kaç dirilmek vaadi
Ah her şey yolunda ah pazarlık tamam,
Kaç ev size kaç dükkan kaç han hamam

Lafın gelişi her şey canım
Lafın gelişi La Fontaine
Ağustos böcekleri karıncalar
Ah lütfen yani karıncalar
Aldanmaz lafın gelişiyle

GELİŞİMİ KUTLARKEN KULMAŞ KARINCALAR!

Nar tatlıları kıyık turtalar reçeller kaynatılmış
Şerbetler şuruplar
Şu berrak akan su oysa ŞERABEN TAHURA
Laf gelmesin değil mi saçınıza sakalınıza
Saçınız sakalınız taranmış
Giyiminize kuşamınıza PAPYON TAKMIŞ
Oğlunuza kızınıza
Çiçeklerinize bakın onları hep sulayın
Kitaplarınızı açıp okuyun evet hepsini kasvetle
Sigaranızdan bir nefes ama mekruhtur AMENNA,
Ama yani lütfen artık ona da karışmayın
Olacak kusur o kadar hem kızda hem kadıda

ÖLÜR İSE KO Kİ ÖLSÜN N'OLUSAR
BEHEY GÜVEY VEYL YANİ SANA VEYL
YEDİĞİN İÇTİĞİN ZEHİR OLUSAR
İŞBU TENİN TERTİBİ OD-U YEL GÖRESEN BİR DE ÖZÜNÜ
ÖZRÜNÜ NEREDE SUDA TOPRAKTA MISAN
YÜZÜN KARA KEMTER BÜYÜK HESAP O GÜN
İRONİ DERSEN DE DİYEBİLİRSİN HİÇ ŞÜPHESİZ
BENİM İÇİN BİRAZ FARKLI BİRAZ EĞLE UZAN
EGERÇİN DERSEN HAKİKAT SERTESER CİLVEDİR

VI.
Bir şeyler deyip sürekli bir şeyler deneyip birlikte
Bir şeyler dediğiniz sürekli denediğiniz ölümden başka nedir
Ölüm başka nedir sürekli bir şeyleri demekten denemekten birlikte
Bir adam nasıl durur sözgelimi aşkla inatla öptün ya
Ölçtün kabaran öfkemi erkekliğimi dimdik durdum aşkla inatla
Ellerin sıcağı sezmez ellerin aklı körelmiş bütün atların ölü
Bir bilinmez buhara'nın şiraz'ın atları ölü
Ester bilirdi gerçi Lut'un o görgüsüz o meraktan taşlaşan karısı da
Bakmayacaksın dönüp geriye baktın mı taşlaşırsın

Yağmursa yağar gülse açar gül niye açar hem bize ne
Bize ne edip'ten cemal'den turgut'tan
Dante'den gülle danseden angelius'tan ustan bize ne
Bize atlar ölü derler bir bilinmez buhara'dan şiraz'dan
TOYNAKLARINDAN SIÇRAYAN KIVILCIMA BAKIN
KADERİN BAKIN UÇKUN ULCA
O taşın oradan o yamaçtan aşağılara akışı ırmağın
O kolonların savruluşu asfalta
O kurşunun gelip buluşu bir çocuğu tam böğründen
O kanların dökülüşü kuruyuşu sonra kuruyuşu kuruyuşu
O inanılmaz o sabırla o gerilen sapan gerileyen sapan

HEP KONUŞTUK KONUŞTUK O KAHROLASI SÖZLER
ÖFKEMİ KADERİMİ KELİMELERİMİ ÖLDÜRÜPDÜRÜR
BİR İNANSAM ÖFKEME KELİMELERİME KADERİME
ÖĞRENECEĞİM O GÜN SAĞOLSUN TANRI VE MELEKLER
BEHEY EMREM YUNUS YEĞREK DURAK NEDÜR

Kökler, 8, Ocak-Şubat-Mart-2005





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder