30 Eylül 2013 Pazartesi

AY PARAMPARÇA

Sen demiyorum. Sen diyemem.
Bir gün Şavşat'ta bir gün Bozkır'da
Bir gün burda sen desem
Ay paramparça

Sen demiyorum. Sen diyemem.
Ekmeğimi bölsem. Suyumu içsem son bir kez.
Çünkü umuyorum. Çünkü ummuyor muyum
Sessizliği. Yeterli değil. Daha değil. Diyemem.
Şu caddeye çıksam. Bu sokağı çabucak geçsem.
Ne lanete uğrasam ne şaşırsam ihanete.
Kâr ve zarar hesaplarına marketlerin.
Yazarkasa fişleri ceplerimde. Z raporları. Disketler.
"Askerliğe elverişli değildir" diye bir belge.

Bütün adamlar öldüler. Hepsi birden.
Bütün kadınlar öldüler. Hepsi birden.

Sen desem hiç olmayacak şimdi.
Çocuklar da olmayacak. Oyun oynamayacak
Hiç biri. Gülmeyecek. Ağlamayacak. Sokaklardan
Korkuyorum. Evlerden. Dolaplardan. Raflardan.
Bütün kitaplardan korkuyorum. Ve giyeceklerden
Korkuyorum. Aklımı alacaklardan.
Aklıma gireceklerden.

Bütün adamlar öldüler. Hepsi birden.
Bütün kadınlar öldüler. Hepsi birden.

Sen demeyeceğim. Diyemem.
Bir gün Bursa'da bir gün Ankara'da
Gördüm. Sarı sabırlar. Süsenler. Sevmedim.
Hiç kaybolmadım bu sokaklarda.
Hep olduğum yerdeydim. Burada
Sen desem: Bütün borçlarım ödenecek gibi.
Diyemem hiç: Dilim sana niçin dönmez
Niçin sende hiç kaybolmaz ki?

Kitapları Yusuf'a sattım. Hepsini birden.
Sen demeden güldüm. Sen gelmeden.
Bu kadar yolu yürüdüm. Sen dedim
Bu kadar yolu. Korkunç. Bankalar vardı.
Büyük anıtlar. Çatısı uçmuş binalar. Antenler. Ağaçlar.
Kadınlar ve aşk. Bu kadar yolda. Ne diyecekler şimdi:

Ay paramparça.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder