İslam ve modernleşme, din ve modernleşme konusunun son derece girift
ve çapraşık, içinden çıkılmaz, “mesele içinde mesele” sayılabilecek
devasa bir örgü yumağına dönüştüğünü kabul etmek gerekli. Modernleşmeyi
sadece İslam dini ve kültürü düzeyinde ele almanın yanıltıcılığı bir
yana, modernleşme dendiğinde zihinlerimizde oluşan imgenin
Batıcı/Avrupacı değerler silsilesini yansıtması, Avrupa’nın
Avrupalılaşması, Batı’nın Batılılaşması ile Avrupa dışı, Batı dışı
sayılan kültür ve medeniyetlerin modernleşmesi arasında kendiliğinden
bir diakronik ayrımın gözetilmesinin fikri ve siyasi anlamı da
tartışmaya açıktır. Yirminci yüzyıl boyunca sayısız veçheden araştırmaya
konu edilen İslam’ın modernleşmesi meselesi sadece Türkiye’de değil,
dünyada da çok farklı bakış açılarıyla ele alınmış, incelenmiştir. Bedri
Gencer, aynı konuyu “Hıristiyanlaştırmadan medenileştirmeye Batılı
kozmopolis projesinin sekülerleşmesinin modern Batı/Doğu karşılaşmasını
nasıl etkilediği” merkezî sorusundan hareketle ele alıyor. Gencer’in
eseri, İslam’da modernleşmeyi ilk kez Batı ile Doğu’nun bu büyük
karşılaşması bakımından ele alıyor. Eser, Batı ile İslam düşüncesi,
geleneksel ile modern İslam düşüncesi ve Osmanlı ile diğer İslam
düşüncesi arasında mukayeseli ve kuşatıcı, sosyolojik bir perspektiften
sosyal ile düşünsel değişim arasındaki etkileşim bakımından on dokuzuncu
yüzyıldan yirminci yüzyıla İslam dünyasının modernleşmesi sürecini
derinlemesine inceliyor.
Çalışmada on dokuzuncu asır İslam
dünyasında modernleşmeye karşı alınan bütün tavırlar, modern İslam
incelemeleri için bir analiz çerçevesi oluşturmak üzere
kategorileştiriliriliyor.
İslam’ın Türk ve Arap yorumu
İslam
düşüncesindeki paradigmatik değişimin derecesini göstermek için de
Osmanlı ve Mısır İslam düşüncesinin temsilcileri olarak alınan Namık
Kemal ve Muhammed Abduh örneklerinde “gelenekselcilik/modernizm” olarak
iki ana tipe dönüştürülerek karşılaştırılıyor. Eser, böylece bugün İslam
dünyasının yaşadığı müzmin problemlerin kaynağına inmeye ve bu
problemleri aşmak için çağımızda genelde İslam, özelde Türk İslam
düşüncesinin taşıdığı potansiyeli ortaya koymaya çalışıyor.
Sömürge-sonrası paradigmalara meydan okuyan tek örnek olarak Osmanlı’nın
kendine özgü, dinamik İslam yorumunu Arap İslam yorumuyla mukayese
yoluyla ortaya koyan eser, modern İslam incelemelerine yepyeni bir boyut
getiriyor. Bedri Gencer, tüm yönleriyle modern İslam dünyasındaki
değişim sürecinin zengin bir panoramasını sunarken sağlam bir muhakeme
ve akıcı bir dille problematik durum ve fikirlere doyurucu açıklamalar
getiriyor. Esere, ayrıca Şerif Mardin de bir sunuş yazısıyla katkıda
bulunmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder