12 Ekim 2013 Cumartesi

Anarşi ile düzen, otorite ile özgürlük, ihtilaf ile birlik

Gauchet siyasallığın toplumları bölünme üzerinden bir arada tuttuğunu düşünür. Birlik ve bölünme; toplumları kurar ve sadece demokratik toplumlarda itiraf edilerek yaşanır.
Modern siyaset felsefesinin temel ikilemleri arasında yer alır anarşi ile düzen, otorite ile özgürlük çelişkileri. Siyasallığın bu iki çelişkinin uygun çözümleri etrafında billurlaştığı ya da bu çelişkilerin toplumsal bütünlüğün hayatiyeti açısından üretken güçlerinin sürdürülebilir kılındığı anlarda ortaya çıktığı da ileri sürülebilir.

Liberal toplumlarda bireysel açıdan sahip olduğumuz özgürlüklerin genel olarak toplumun kaderi hakkında söz söyleme ve biçimlendirme konusunda bizim için bir öneminin bulunmadığını düşünüyor Marcel Gauchet.

Liberalizmin anti-politik özünün radikal bir eleştirisini yaparken, günümüz toplumlarının yaşamakta olduğu siyasetsizliğin krizini inceliyor. Günümüz demokrasisi, iktidarı olmayan bir özgürlük rejimi. Gauchet, yeniden özgürlüğün herkesin iktidarına dönüşmesinin olanaklarını bize gösteriyor. Toplumların, en az siyasetle, bir dünya pazarında, piyasa toplumu olarak varlıklarını sürdürebileceklerine inanan liberal hegemonyaya karşı, siyasetin kurucu gücünü hatırlatıp bunu yeniden öne çıkararak “sol”da yer alıyor.

Gauchet’nin derlenmiş yazılarına bir önsöz yazan Tülin Bumin’e göre “Marcel Gauchet siyasallığın toplumları bir arada tutan şey olduğunu ama bunu bölünme üzerinden sağladığını düşünür. Birlik ve bölünme; bütün toplumları kuran bu iki boyut, yalnızca demokratik toplumlarda itiraf edilerek yaşanır. Gauchet, Claude Lefort gibi, demokratik toplumsallığın, ihtilafın siyasette ortadan kaldırılması yoluyla değil, ancak barışçıl yolla temsil imkânına kavuşması sayesinde oluşacağının altını çizer. Siyaset, ihtilafın toplumun sürekliliğini sağlayacak bir tarzda tesis edilmesidir.”

İhtilafları ortadan kaldırmak

Gauchet için toplumlarda siyasi ihtilafların yok edilmesi “hasım”ın ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu yolla ulaşılabilecek barış ise Gauchet’ye göre savaş sonrası ulaşılabilecek türden bir barıştır. Dahası siyasal ihtilaf “ortak olan”ı kurar. Birbirinden farklı ve hatta bazen zıt bakış açılarının içinde aleniyet kazandığı bir kamusallık imkanıdır “ihtilaf.” Bakış açılarından birinin ortadan kaldırılması bu alanın ortadan kaldırılmasıdır. Gauchet’ye göre totaliter rejimler tam da bunu yapar.

İçinde sınıf savaşı ve tarih gibi Marksist verilere de yer açan, ama Marksist olmayan bir sol siyasal arayışın peşindeki Gauchet’nin en temel savının Marksizm’in tepe taklak edilişi olması da şaşırtıcı değildir: “Toplumların bir bütün olarak varoluşlarını belirleyen şey siyasallıktır.” Bu açıdan kapitalizm diğer tüm alanları da açıklayan temel bir olgu sayılmamalıdır. Marx’ın bir epifenomen, sınıf mücadelelerinin yansıtıldığı bir dekor, bir yanılsama tarzı olarak gördüğü siyasete böylece merkezi bir önem atfeder Gauche.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder