Siyaset teorisinde evrimci
anlatıcılık ile Skocpol, Moore ve Runciman’ın sorunsallar düzeyindeki
kuşatıcılığının bir yol arayan Michael Mann’a göre, politik iktidar
ağları, hem yerel hem de jeopolitik anlamda bölgesel sınırları aşmaktan
çok, tahkim etmeye yönelik merkezî konumları ve eğilimleri ile
birbirlerinden ayırt edilebilirdir. Mann, iktidarın dört kaynaktan
beslendiğini bilhassa vurgular; topluma ilişkin kapsayıcı bir
sosyal-bilimsel analiz, indirgemeciliğe düşmemek için, “ekonomik,
siyasal, askeri ve ideolojik” iktidarları eşzamanlı olarak analiz
etmelidir. Mann’ın toplumlar tarihini kendine has iktidar ağları
merkezli kuramıyla analiz ettiği “İktidarın Tarihi” serisinin 1. cildi,
başlangıcından 1760’a ve 2. Cildi de Sanayi Devrimi ile Birinci Dünya
Savaşı arasındaki dönemin iktidar ilişkilerini karşılaştırmalı ve
tarihsel sosyolojik bir yöntemle ele alıyor. Fransa, Büyük Britanya,
Habsburg Avusturyası, Prusya-Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne
odaklanan çalışma, toplumsal iktidarın dört kaynağı -ideolojik,
ekonomik, askeri ve siyasal- arasındaki karşılıklı ilişkileri çözümleye
çalışırken, buradan hareketle dini ve seküler ideolojilerin, ticari ve
endüstriyel kapitalizmin, savaşların ve modern devletin gelişimini de
anlatısına dâhil ediyor. Zengin ampirik araştırmalara, kuramsal bir
külliyata ve istatistiki verilere dayanan İktidarın Tarihi’nin 2. Cildi,
ulusların yükselişi ve milliyetçilik, sınıflar mücadelesi ve modern
devlete ilişkin özgün bir kuramsal yaklaşım da geliştiriyor.
İç içe geçen kimlikler
Mann, bir yandan bütün bu kavramlara ilişkin klişeleşmiş söylemleri çürütürken, diğer yandan ise kendine has kavramsal cephaneliğiyle sosyal bilimlere muazzam bir katkıda bulunuyor. Toplumlar ve devletlerin tarihini, iç içe geçmiş yerel-ulusal kimlikler, sınıflar ve diğer toplumsal ortaklık biçimlerini bir arada ele alarak, geleneksel, monolitik bir “toplum” kavramını reddeden Mann’ın modeli, bir dizi çakışan ve kesişen iktidar ağından oluşuyor. Mann bu modeli iktidarın lojistiğine -toplumsal ve coğrafi alanda bilginin, insan gücünün ve malların akışının nasıl denetlendiğine- odaklanarak işlevsel hale getiriyor ve böylece toplumbilim kuramındaki “büyük tartışmaların” çoğuna ilişkin önemli sözler söylüyor.
İktidarın Tarihi, Michael Mann, Çev. Ali Rıza Güngen-Gülben Şaş-Elçin Deniz Ela, Phoneix, 2013
İç içe geçen kimlikler
Mann, bir yandan bütün bu kavramlara ilişkin klişeleşmiş söylemleri çürütürken, diğer yandan ise kendine has kavramsal cephaneliğiyle sosyal bilimlere muazzam bir katkıda bulunuyor. Toplumlar ve devletlerin tarihini, iç içe geçmiş yerel-ulusal kimlikler, sınıflar ve diğer toplumsal ortaklık biçimlerini bir arada ele alarak, geleneksel, monolitik bir “toplum” kavramını reddeden Mann’ın modeli, bir dizi çakışan ve kesişen iktidar ağından oluşuyor. Mann bu modeli iktidarın lojistiğine -toplumsal ve coğrafi alanda bilginin, insan gücünün ve malların akışının nasıl denetlendiğine- odaklanarak işlevsel hale getiriyor ve böylece toplumbilim kuramındaki “büyük tartışmaların” çoğuna ilişkin önemli sözler söylüyor.
İktidarın Tarihi, Michael Mann, Çev. Ali Rıza Güngen-Gülben Şaş-Elçin Deniz Ela, Phoneix, 2013
Kaynak: İktidarın tarihi ve lojistiği - Açık Görüş - Star Gazete http://haber.stargazete.com/acikgorus/iktidarin-tarihi-ve-lojistigi/haber-732273#ixzz2hKZNwPnK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder