5 Ekim 2013 Cumartesi

Metafizik felsefenin bunalımı

Felsefe tarihini genellikle büyük filozofların düşüncelerini merkeze alarak okuma alışkanlığına sahibiz. Bu alışkanlığımız neticesinde felsefi düşüncenin içsel akıcılığını ve sürekliliğini kaçırmak da handiyse zorunlu bir sonuç. Büyük filozofların devasa gölgeleri sebebiyle varlıklarını çoğunlukla seçemediğimiz, ancak büyük fikirlerin oluşmasına yol açan mümbit ortamların oluşmasındaki katkıları inkâr edilemeyecek daha düşük profilli düşünürleri görmezden gelmeye meyilliyizdir. Yasakoyucular düzeyinde itibar görmeyen yorumcuların tartışılan meselelere yönelik incelikli katkılarını da fark edememe gibi bir yanlışı doğurur halbuki bu tutum.
Sözgelimi Batı felsefe tarihine ilişkin okumalarda Kant ile Hegel arasındaki süreçte neler olup bittiğine dair bilgimiz kısıtlıdır. Felsefede Kopernik devrimini gerçekleştirdiği hep söylenegelen Kant’ın, Saf Aklın Eleştirisi, Pratik Aklın Eleştirisi ve Yargıgücünün Eleştirisi kitaplarından oluşan üçlü eleştirisi, modern felsefenin doğuşu, Aydınlanma felsefesinin en özlü ifadesi ve felsefi düşünüş içinde o zamana dek kendisine büyük ihtiram gösterilen metafiziğin gözden düşmesine yol açan kapsamlı bir müdahale olarak kavranabilir. Ancak, Kant’tan Hegel’e geçince oluşan büyük kavramsal değişimi, metafiziğin gözden düşmesine verilmiş tepkinin doğal bir sonucu olarak mı değerlendirmelidir, yoksa batı felsefesinde Kant’tan sonra düşünce üretmiş daha düşük profilli düşünürlerin katkısının oluşturduğu birikimin bir sonucu olarak mı görmeliyiz? Kant ile başlayan süreçte bir zamanlar felsefenin gözbebeği ve kraliçesi olarak görülen metafizik nasıl ele alınmıştır? Felsefelerinde metafiziği eleştiren filozoflar, onu tamamen ret mi etmişlerdir, yoksa mahiyeti, kapsamı ve amacına bazı müdahalelerde bulunarak ona yeni bir rol mü biçmişlerdir? Eğer yeni bir rol biçmeden söz edilecekse metafiziğin felsefenin diğer alanları ile ilişkisi nasıl sağlanmıştır? Bu açıdan metafizik düşünce özelinde filozoflar arasında sürekliliği sağlayan veya farklılığa yol açan hususlar nelerdir?
Kant sonrası metafizik
Kuruluşundan bu yana faaliyetlerinde felsefenin önemli bir yere sahip olageldiği Bilim ve Sanat Vakfı Medeniyet Araştırmaları Merkezi bünyesinde bir araya gelen felsefeye gönül vermiş bir grup insanın himmetiyle Mayıs 2009-Haziran 2011 tarihleri arasında, yukarıdaki sorular çerçevesinde 11 filozofun görüşlerinin, alanında uzman isimlerin öncülüğünde tartışıldığı bir toplantı serisinin ürünü olan Kant Sonrası Metafizik Üstüne Konuşmalar kitabı bu sorular eşliğinde meseleyi ele alıyor. Kant sonrası metafizik düşüncenin içine girdiği bunalıma verilen fikri tepkilere dair sürdürülen bu tartışmalar serisi düşüncenin akışkanlığı konusunda ilginç veriler sağlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder