19 Ekim 2013 Cumartesi

Felsefede çıraklık dönemi

Sadık Erol Er’in “Gilles Deleuze’ün Fark Felsefesi” adlı incelemesi, Deleuze’ün Bergson, Nietzsche ve Spinoza üzerinden felsefe tarihine dair ayrıntılı eleştirisini konu ediniyor.
elsefeye “felsefe tarihçiliği” ile başlayan bir filozoftur Gilles Deleuze. David Hume’dan Leibniz ve Spinoza’ya uzanan bu süreci Deleuze’ün “felsefede çıraklık dönemi” olarak gören yorumcu çoktur. Her ne kadar bu dönemini “çıraklık” olarak addedilse de yazdığı eserlerin özgünlüğü de bir yana bırakılamaz. Deleuze’ün “fark felsefesi”nin yaslandığı mantık, öncelikli olarak 1930’larda Fransa’da Alexander Kojeve’nin eliyle yaygınlaştırılmış Hegelci olumsuzlamaya karşı bir tür olumlayıcı felsefe geliştirmeye uğraşır. Fark ev Tekrar ile Anlamın Mantığı kitapları felsefi düşünceler tarihinin gövdesinde cerrahi ameliyatlar gerçekleştiren “yerinde müdahaleler” olarak görülebilir. Bu kitapların ardından Deleuze, Bergson’un “süre” kavramını merkeze alan bir “çokluk ontolojisi”, Nietzsche’nin “ebedi dönüş” kavramı üzerinden bir “çokluk etiği” ve Spinoza’nın felsefesiyle de bir “çokluk politikası” geliştirir. Bu üç düşünür de Deleuze’un kendi felsefesini üzerinde yükselttiği sacayağının parçalarıdır.
Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi olan Sadık Erol Er’in Gilles Deleuze’ün Fark Felsefesi adlı incelemesi, Deleuze’ün Bergson, Nietzsche ve Spinoza üzerinden felsefe tarihine, geleneksel felsefe kipinin hemen hemen bütün kategorilerine meydan okuyan Deleuze’ün felsefesi eşliğinde “temsil felsefeleri”nin ayrıntılı eleştirisini konu ediniyor. Deleuze’ün “Hume-Bergson” ekseninden, “Nietzsche-Spinoza” özdeşliğine geçerken ele aldığı felsefi sorunları onun “fark felsefesi” çerçevesinde değerlendiren Er, farklılıkların, yeniliklerin, sürprizlerin hakim olduğu, ama buna rağmen istikrarlı ve dengesiz bir dünyada varolma”nın imkanlarında dair davetiyeleri tartışmaya açıyor.
Düzenin filozofları
Dikey düşüncenin mimarları sayılan Platon, Descartes, Kant ve Hegel’e doğrudan cephe açarak “düzenin filozofu” Leibniz’den “devletin filozofu” Hegel’e kadar felsefe tarihine düşünceleriyle yön vermiş filozofların oluşturduğu gelenekleri karşı-kültürün şafağı Nietzsche aracılığıyla sarsan Deleuze’ü ya da onun üzerine yazılmış kitapları okuyan ve aynı zamanda bu topraklarda yaşayan herhangi bir okurun mutlaka aklına gelmesi gerekli iki ismi de bu vesileyle anmış olalım: Namdar Rahmi Karatay ve Naci Fikret Baştak.
Bu iki ismin Deleuze’den yaklaşık 50 yıl önce “Konya Enerjetizm Okulu” adıyla Spinoza, Nietzsche ve Bergson’u biraz da Freud karıştırarak bir arada okumayı önermesini hatırlamak en azından bu topraklarda düşünüyor olmanın anlamını bize açar. Çünkü her iki isim de yokluk ve yoksulluk içinde, Türk düşünce tarihinde sükut suikastına uğramış bir vaziyettedir. Belki Deleuze ile onun felsefesi üstüne yazılmış kitaplar dönüp bu isimlerin ne dediğini anlamamıza vesile olur!

Kaynak: Felsefede çıraklık dönemi - Açık Görüş - Star Gazete http://haber.stargazete.com/acikgorus/felsefede-ciraklik-donemi/haber-693133#ixzz2iANWmApA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder