24 Ekim 2013 Perşembe

ÇAYDA MASTER, SİGARADA DOKTORA!

Sigara yasağına tepkiler gelmeye devam ediyor. Murat Güzel direneceğim! Diyor.


İfade bana ait değil. Konya’nın duayen gazetecilerinden Seyit Küçükbezirci’ye ait. Seyit abi, iyi bir gazeteci olabilmenin ilk şartını geçtiğimiz haftalarda karşılaştığımızda böyle ifade etmiş ve hemen eklemişti: “Şu sigaraya konan yasak öncelikle gazeteciliği öldürecek, gör bak.”
Ben de kendimi çayda master, sigarada doktora yapmış biri olarak addedebilirim. Sigaraya ve çaya ünsiyetimin geçmiş yıllarını düşünürken aklıma gelenleri yazmak; sigara ve çayla, özellikle çayın yanında sigarayla kurulan o bağı ne zaman nasıl kazandığımı anlatmak istiyorum. Bu yasağa bir yazar nasıl direnebilirse onu yapmak istiyorum yani.
17 yaşıma kadar sigaradan uzak durdum. Hatta iyi bir sigara tiryakisi olan rahmetli babamı o yaşıma kadar şiddetle eleştirdiğimi biliyorum.

17’mde başladım
17 yaşında ODTÜ Makine’yi kazanıp Yurtkur’a bağlı Dikimevi Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalmaya başladığım ilk geceydi. Yurdun karşısındaki bakkaldan aldığım bir paket Maltepe’yle üniversiteye de başlamıştım. Yurttaki arkadaşlarım arasında yer alan ve halen Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Bilal Sambur’la karşılıklı kitap mütalaalarımızın değişmez eşlikçileri arasında çay ve sigaranın olması da kaçınılmazdı. Çay ve sigaraydı belki de kitaplardan önceki hocalarımız.

Mustafa MiyasoğluSuçlu Miyasoğlu
Peki 17 yaşına kadar sigaraya şiddetle karşı çıkmış bir kişi olarak nasıl başlamıştım bu merete? Bu başlangıçta bir suçlu varsa o da Mustafa Miyasoğlu’dur. Onun Güzel Ölüm adlı romanını okumuştum ilkin. Ve ardından bu roman üzerine bir söyleşisini. Söyleşide yazarken mutlaka sigara içtiğini de ifade etmişti Mustafa abi. Demek ki demiştim kendi kendime iyi yazı yazabilmek için iyi sigara içmek elzem. (Okumakta olduğunuz yazıyı yazarken de çay ve sigara içtiğimi söylememe bilmem gerek var mı?)
Daha sonraki yıllarda doktora tezim sigara olduğu için elbette bölüm bölüm ilerlemiştim. Zaman zaman Türkiye’nin yazgısını değiştirecek Batılılaşma hareketlerinin esbab-ı mucibesini çözümlememe yardımcı olur zannıyla kısa Camel, filtresiz Jitan, kısa kırmızı Winston ya da kısa Marlboro da içtiğim oldu. Garbzede olduğum bu dönemleri çabuk atlattığımı söyleyebilirim. Öze Dönüş’üm ise elbette Birinci’dir.

Babam bıraktı, bana kızıyor
25 yaşıma geldiğimde rahmetli babam sigarayı bırakmış ve bu kez o beni şiddetle sigarayı bırakmam doğrultusunda eleştirmeye başlamıştı.
Ama Recai Güllapdan’ın ‘Sigara içmenin adabı’nı anlatan o yazısını okumuşken ve üstelik artık ‘Birisine kırk gün deli derseniz gerçekten deli olur’ kelam-ı kibarına istinaden ‘şair’ ve ‘yazar’ olarak da tanınmaya başlamışken, sigarayı bırakmak yerine doktoramın sonuç bölümünü yakmaya, pardon yazmaya başlamıştım bile.
İmdi gelelim şu yasağa.

Necip Fazıl KısakürekSona geliyoruz bu yasakla
Bu yasak, her karşılaştıklarında hemence bir çay ocağına oturup dergi çıkarma projeleri geliştirmeye başlayan şair muhabbetlerinin sonuna geldiğimizi işaret eder.
Bu yasak, ‘Ağzı dumanlı, göğsü imanlı bir gençlik’ yetiştirme arzularımızı tükettiğimiz anlamına gelir. Bu yasak, gözleri kapanmışken bile sigara içen ve zihnimde hep Kültürden İrfana’nın kapağındaki o sigaralı resmiyle yer etmiş Cemil Meriç’i, Çile’deki fotoğrafıyla kimsenin iyi bir tiryaki olduğunu inkar edemeyeceği Necip Fazıl Kısakürek’i, İklim yayınlarının bastığı Erbain’in buğday başaklarıyla süslü kapağını açtığınızda karşılaştığınız sigaralı İsmet Özel’i unutmanız demektir.
Bu yasak, bizi bugüne taşıyan endişeyi, tasayı, kaygıyı beslemiş çay ve sigara gibi iki önemli dosttan ayrılmak gibi trajik bir kararı almanızı gerektirecektir.
Bu yasak sözgelimi Emirgan Nargile Salonu’nda Mehmet Harmancı Yakup Cemil bıyıklarıyla nargilesini fokurdatırken sizin ona Sakallı Celal sakallarınızla sigaranızı tüttürerek eşlik etmenizin sonu demektir.
Tekel 2000’ini gömlek cebinden tek tek çıkarıp içen Nihat Genç imgesi bu yasakla zihninizden de silinmeye mahkum olacaktır.
Bu yasak hem Mevlana törenlerini takip etmesi, hem Selçuklu geometrik yıldız süslemelerini incelemesi, hem Bedenyazısı kitabında Doğu ve Batı felsefeleri arasında yaptığı analitik kıyaslamaları seçkin bir grubun katılacağı bir çalışma atölyesinde size anlatması için davet ettiğiniz Zeynep Sayın’ın kendisi yerine bagajının Konya’ya gelmesi ve gecenin bir yarısında sigarasız kalınca Zeynep Sayın’dan izin alıp bagajındaki Camel’leri içip tüketmenizi zihninizden silip atmanızı sizden talep edecektir.
Velhasıl bu yasak, kültüre, şiire ve felsefeye düşman bir yasaktır ve bu tür bütün yasaklar gibi eninde sonunda ihlal edilmeye layıktır.

Murat Güzel yazdı, yaktı, yaktı yazdı
Dunyabizim.com, 25 Temmuz 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder