21 Ekim 2013 Pazartesi

Foucault’un gözüyle Foucault

Güzel Tehlike, Foucault’nun, yazı serüvenini açıklamaktan tedirgin olduğu kadar hoşlandığını da gördüğümüz ilginç bir diyalog, yaşarken yayımlanmasını istemediği hoş bir sohbet.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında yazdığı eserlerle toplum bilimleri ve düşünce tarihini derinden etkileyen Fransız ‘düşünce tarihçisi’ Michel Foucault eserleri kadar söyleşi ve diyaloglarıyla da dikkatleri üzerinde toplamıştı.
Foucault, daha çok toplumdaki daimi doğruları inceleyen bir filozoftu. Nietzsche ve Heidegger’in düşüncelerinden oldukça etkilenen Foucault, çalışmalarında çoğunluklaMarx ve Freud’un fikirleriyle mücadele etti. Hapishaneler, polis, sigorta, delilik, eşcinsellik ve sosyal haklar konularında çalıştı. Bütün çalışmalarını modernitenin bireyler üstündeki etkisi ve getirdiği yeni iktidar ilişkileri üstüne kurdu. Öte yandan Gerard Raul’a verdiği röportajda post-modernist yahut post-yapısalcı olarak tasnif edilmeyi reddettiğini söylemiştir. Foucault, önce arkeoloji, sonra soykütüğü yöntemlerini kullanarak “şimdinin eleştirel tarihi” olarak adlandırdığı bir yaklaşım geliştirmişti. Epistemolojik çalışmaları, bilim, felsefe, sanat ve edebiyat gibi pratikler içinde bilgi üretiminin değişen çerçevelerinin farkına varılmasını sağladı. Soykütüksel pratiği içinde bilgi üretimiyle içsel bir bağı olan kurumsal iktidarın tikel insan özneleri biçimlendirdiğini ve onları disiplin normlarına ve standartlarına tabi kıldığını gösterdi. Yazar, tıp, psikiyatri ve hukuk gibi beşeri ve ampirik bilimlerin “anormal” insanı bir bilgi nesnesi olarak kurduğunu iddia ediyordu.
Aydınlanma’nın, ifadesini özellikle temsili yönetimde bulan felsefi ve hukuki iktidar anlayışını ret ederek iktidarın oldukça iyi gizlenmiş bir işleyişle yaygın bir yapı gösterdiğini saptadı. İktidarın bilgi ve bedenle ilişkisini özsel bir içeriği olmayan merkezsizleşmiş bir teknoloji olarak ele aldı. Hapishanenin doğuşunu 19. yüzyılda çeşitli kurumların tarihleriyle bağlantılandırdı. Orduyu, fabrikayı ve okulu içeren bu kurumların bedenleri gözlem teknikleri aracılığıyla disipline soktuğunu iddia etti. Disiplin toplumunun ortaya çıkışının ve iktidarın yeni dolaşımının haritasını çıkardı. İktidarın yapısını ortaya sermek amacıyla gözlem için tasarlanmış bir mimari metaforunu, Jeremy Bentham’ın Panoptikon modelini kullandı. Bu model mahkumların gardiyanlar tarafından görülmelerini mümkün kılan, ancak gardiyanları mahkumlar için görünmez kılan; böylece çok sayıda mahkumun az sayıda gardiyan tarafından denetlenebilmesine izin veren bir hapishane için tasarlanmıştı.
Güzel Tehlike, M. Foucault’nun eleştirmen C. Bonnefoy’nın edebiyat, yazı ve hayat üzerine sorularını yanıtladığı bir söyleşi. Foucault’nun kendini birden hiç istemediği bir yere sürüklenmiş hissettiği; kendi üstüne düşünmekten, kendi kişiliği üstüne konuşmaktan, yazı serüvenini açıklamaktan tedirgin olduğu kadar hoşlandığını da gördüğümüz ilginç bir diyalog, yaşarken yayımlanmasını istemediği hoş bir sohbet.
Güzel Tehlike, Michel Foucault, Çev. Savaş Kılıç, Metis, 2013

Kaynak: Foucault’un gözüyle Foucault - Açık Görüş - Star Gazete http://haber.stargazete.com/acikgorus/foucaultun-gozuyle-foucault/haber-798645#ixzz2iLVWcIJz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder